11. Hukuk Dairesi 2018/4595 E. , 2019/6121 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/05/2017 tarih ve 2016/208 E- 2017/250 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 12/07/2018 tarih ve 2018/150 E- 2018/835 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin 181010, 2009/54881, 2013/39848 ve 2014/07954 sayılı ve "norm", "norm", "norm", "rim"ex" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalını2015/02459 sayılı “BİEN NO-RIM” ibareli marka tescil başvurusuna yapılan davacı itirazının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa 556 sayılı KHK’ya göre “NORM” seri ve “RİM-EX” markalarının üzerinde üstün ve öncelikli hakkın davacı şirkete ait olduğunu, başvuru markasının ibare ve görsel olarak davacı markaları ile bire bir aynı ve karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikte olduğunu, dava konusu başvurunun haksız rekabet yaratan kötüniyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek YİDK"in 2016-M-2783 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, başvuru markası ile itiraza mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi ve 8/1-b maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, taraf markaların benzer kabul edilmemesi ile birlikte davacı markalarının başvuru tarihi itibariyle tanınmış marka olup olmadığı konusunda dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığından 556 sayılı KHK’nin 8/4 maddesi kapsamından yararlanamayacağı, başvurunun kötüniyetli olarak yapıldığına ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.