4. Ceza Dairesi 2015/25240 E. , 2016/3104 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/01/2015 tarihli ve 2015/253 soruşturma, 2015/870 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/02/2015 tarihli ve 2015/1016 değişik iş sayılı kararının, ... Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2015 gün ve 261504 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, müştekinin iddiaları doğrultusunda tehdit suçuna ilişkin hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan ve şüphelilerin ifadesi alınmadan şüpheliler haklarında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun"a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun"un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 07/01/2015 tarihli kararıyla, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müşteki ..."ın karara süresinde itirazı üzerine, mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/02/2015 tarihli kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyerek, reddeden merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında,"Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanun"un 6545 sayılı Kanun’la değişik “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25/5/2005-5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
Diğer taraftan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; müşteki ... ... Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu ifadesinde, şüpheliler ... ve ..."ın daha önceden eşini yaralayarak öldürmeye teşebbüs ettiklerini, bu olayla ilgili davanın .... Asliye Ceza Mahkemesinde görülmekte olduğunu, bu olaydan sonra şüphelilerin kendisini sürekli arayarak bomba patlatmak suretiyle ölümle tehdit ettiklerini, patlayıcı madde temin ettiklerini duyduğunu ve örgüt bağlantılarının olduğunu beyan ettiği görülmektedir.Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin iddiasıyla ilgili hiçbir araştırma yapılmadan doğrudan takipsizlik kararı verilmiştir. Müştekinin, şikayet dilekçesi ve ifadesinde mantık hataları ve tutarsızlıklar görülmekle birlikte, beyanlarına itibar edilemeyeceğine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir rapor bulunmamaktadır. Bu nedenle, iddiaların tutarlı olup olmadığı ve soruşturmayı gerektirip gerektirmediğinin belirlenmesi açısından, müştekinin iddia ettiği öldürmeye teşebbüs veya yaralama dosyasının bulunup bulunmadığı araştırılıp, itiraz dilekçesinde olayın tanığı olarak bildirdiği ... isimli kişinin dinlenmesi, soruşturmayı gerektirir nitelikte delil bulunması halinde, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için şüphelilerin de savunması alınarak sonucuna göre hukuki durumlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, itiraz merciince, soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, takipsizlik kararına yapılan itirazın kabulüyle, soruşturmanın tamamlanması için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-... Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/02/2015 tarihli ve 2015/1016 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.