Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/2971
Karar No: 2021/11936
Karar Tarihi: 01.11.2021

Danıştay 6. Daire 2021/2971 Esas 2021/11936 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/2971
Karar No : 2021/11936

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVALILAR) : 1- ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ... 2- ...
3- ... 4- ...
5- ... 6- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
7- ... 8- ...
9- ... 10- ...
11- ... 12- ...
13- ...
VEKİLLERİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 13/10/2020 tarih ve E:2016/9442, K:2020/9216 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Maltepe ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkii, ... pafta, ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazların imar planında özel spor alanı olarak ayrılmasına rağmen, kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL kamulaştırmasız el atma bedelinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, davanın kabulüne davacılar ... , ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın hisselerine düşen miktardan 947.565,15- TL'ye, davanın ıslah edildiği 23/02/2016 tarihinden bu yana; geriye kalan 10.000,00-TL'ye ise adli yargıda dava açma tarihi olan 03/09/2012 tarihinden bu yana işletilecek olan yasal faiz ile birlikte ve her bir davacıya ayrı ayrı olmak üzere toplam 957.565.15-TL'nin davalı idarelerden tahsili ile davacılara ödenmesine; davacılardan ..., ... , ..., ... ve ...'e ve her birine ayrı ayrı olmak üzere 995.447,80-TL'nin, davanın ıslah edildiği tarih olan 23/02/2016 tarihinden itibaren işletilecek olan yasal faizi ile birlikte; geriye kalan 10.000-TL'lik kısma ise adli yargıda dava açma tarihi olan 03/09/2012 tarihinden bu yana yasal faiz işletilerek ve her birine ayrı ayrı olmak üzere toplam 1.005.447.62 TL'nin, davalı idarelerden tahsil edilerek ödenmesine; davacı ...'a , 1.665.745,96 TL'nin, ıslah tarihi olan 23/02/2016 tarihinden bu yana yasal faiz işletilerek, geriye kalan 10.000,00-TL'lik kısma ise adli yargıda dava açma tarihi olan 03/09/2012 tarihinden itibaren ve toplam olarak 1.675.745,96-TL'nin yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsil edilerek ödenmesine; tüm davacıların asıl alacağı olan 13.275.968.40-TL'lik kısmına davanın ıslah tarihinden (23/02/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacılara ödenmesine, her bir davacı için hükmedilen ve toplam 130.000,00-TL olan asıl alacak miktarına ise davacıların adli yargıda dava açma tarihi olan 03/09/2012 tarihinden bu yana faiz işletilerek ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Dairesince; uyuşmazlıkta, öncelikle taşınmazın kısmen özel spor alanında kaldığı belirtildiğinden, söz konusu fonksiyona ilişkin olarak imar planı notlarına göre kısıtlılık durumunun olup olmadığı araştırılarak bu kısım bakımından Mahkemece yeniden değerlendirme yapılması gerekmektiği, ayrıca, dava ilk olarak adli yargıda açılmış ve anılan davada Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görev ret kararı üzerine bakılan dava da süresinde açılmış, bakılan dava anılan davanın devamı niteliğinde ise de, bilirkişilerce yeni bir dava olarak görülüp idari yargıdaki dava açma tarihindeki taşınmaz değerinin hesaplandığı, ancak İdare Mahkemesince adli yargıdaki dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olduğu, faiz bakımından temyize konu kararda hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte adli yargıdaki dava tarihindeki taşınmaz değerinin belirlenerek karar verilmesi gerektiği, taşınmazlar hakkında verilen fonksiyonlara göre kısıtlılık söz konusu ise, ek rapor alınması suretiyle taşınmazların ilk dava olan adli yargıda açılan dava tarihindeki değerinin hesaplatılması veya gerekiyorsa aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bir bilirkişi kurulunca, taşınmazın ilk dava olan adli yargıda açılan dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi ittifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği, öte yandan, Mahkemece, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği ve bozma kararı üzerine yapılacak inceleme sonucu verilecek kararda, davacıların isimlerinin doğru ve eksiksiz yazılmasına dikkat edileceği, davacılardan hangilerinin ıslah hakkını kullanıp kullanmadıkları (kararı temyiz eden davacılar bakımından ıslah edilmiş, diğerleri ıslah hakkını kullanmamış) hususunun da göz önünde bulundurularak taşınmaz bedeline buna göre hükmedileceği, davanın en başta tüm davacılar için toplam 10.000,00 -TL istemle açılmasının da faiz bakımından dikkate alınacağının tabii olduğu gerekçeleri ile, temyize konu karar hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; dava konusu taşınmazda yetki ve sorumluluklarının bulunmadığı, bilirkişi raporunun hatalı olduğu, tazminata hükmedilirken tazminatın davalı idarelerden tahsili şeklinde hüküm kurulmasının tazminatın ödenmesi halinde taşınmazın ileride hangi idare adına tapuya tescil edileceği sorusunu cevapsız bıraktığı ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
Davalı Maltepe Belediye Başkanlığı tarafından; imar planında özel spor alanı olarak planlanan taşınmazda herhangi bir kısıtlama olmadığı, trafo alanı olarak ayrılan alanda herhangi bir el atma durumları olmadığı, ayrıca ıslah hakkını kullanmamış olan bir kısım davacılar yönünden sanki ıslah yapmışlar gibi hüküm kurulduğu ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 13/10/2020 tarih ve E:2016/9442, K:2020/9216 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul ili, Maltepe ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkii, ... pafta, ... ada, ... ve v parsel sayılı taşınmazların imar planında özel spor alanı olarak ayrılmasına rağmen, kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL kamulaştırmasız el atma bedelinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Görevli olmayan yerlere başvurma" başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında; "Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle,
ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik" başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında: "Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır." hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu İstanbul ili, Maltepe ilçesi, ... Mahallesi, Büyükyalı Mevkii, ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazların ilk düzenlenen 1/1000 ölçekli 16/06/1978-26/05/1992 onay tarihli Küçükyalı İmar Planında "Ağaçlandırılacak Alan" olarak belirlendiği, daha sonra düzenlenen 26/02/2007 onay tarihli Maltepe E-5 Güneyi Uygulama İmar Planında kısmen "Ayrıntılı Jeoteknik Etüd Gerektiren Alanda (AJE)" kısmen "Özel Spor Alanında" kısmen "Park Alanı" kısmen de "Yol Alanında" kaldığı, ayrıca 17/04/2012-24/06/2013 onay tarihli Büyükyalı Mevkii Sahil Bağlantı Yolu Revizyon Uygulama İmar Planı kapsamında kalan dava konusu ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın güneydoğusunda ...'ın talebi doğrultusunda kısmen "Trafo Alanı" olarak belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu taşınmazlara ilişkin, Dairemizce yapılan UYAP malvarlığı sorgusunda "Aktif" tapu kaydı bilgisine rastlanmadığı, davacılara ait olduğu ve söz konusu taşınmazlara ilişkin kayıt olduğu tahmin edilen İstanbul ili, Maltepe ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel ve v parsel sayılı taşınmazların ise tesis sebebinde 28/08/2019 tarihinde "3402 S.Y.'nın 22/A maddesi gereğince yenilemenin tescili" ibaresine yer verildiği görülmüş olup, öncelikle dava konusu taşınmazların herhangi bir şekilde kamulaştırma veya davalı idarece başka bir işlemle cins veya nevi değişikliğine uğrayıp uğramadığının, güncel tapu ve davacılar açısından ayrı ayrı güncel hak sahipliklerinin araştırılması gerekmektedir.
Ayrıca, taşınmazın kısmen "Özel Spor Alanında" kaldığı belirtildiğinden, söz konusu fonksiyona ilişkin olarak imar planı notlarına göre kısıtlılık durumunun olup olmadığı dava dosyasından anlaşılamamaktadır.
Öte yandan dava konusu taşınmazın "Trafo Alanı" olarak ayrılan kısmı açısından kamulaştırmadan sorumlu olan idarenin tespit edilerek hasım mevkiine alınması gerekmekte iken Mahkemece bu hususun ortaya konulmadığı görülmektedir.
Keza Mahkemece verilen kararın hüküm kısmında; davacılara ödenmesine karar verilen tazminatın "davalı idarelerden tahsiline" şeklinde yazılmasının, kamulaştırmadan sorumlu idarelerin sorumluluk oranlarının tespit etmesinde ve tazminatın ödenmesi noktasında sorun oluşturacağı açıktır.
Dosyanın ve UYAP bilişim sistemleri kapalı ortamında yapılan MERNİS nüfus kayıt sorgulaması sonucunda alınan nüfus kayıt örneğinin birlikte incelenmesinden, davacılardan Nisa Ertaş'ın dava devam ederken 07/06/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından; 2577 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği anlaşılmış olup, diğer davacılar yönünden de gerekli araştırma yapılmak suretiyle güncel kişi bilgilerinin de incelenmesi gerektiği aşikardır.
Bu nedenlerle, İdare Mahkemesince yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması ve şayet hak sahipleri açısından kısıtlılık halinin devam ettiğinin anlaşılması halinde hükmedilecek olan tazminatın değerlendirilmesi açısından; dava ilk olarak adli yargıda açılmış ve anılan davada Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görev ret kararı üzerine bakılan dava da süresinde açılmış, bakılan dava anılan davanın devamı niteliğinde ise de, bilirkişilerce yeni bir dava olarak görülüp idari yargıdaki dava açma tarihindeki taşınmaz değerinin hesaplandığı, ancak İdare Mahkemesince adli yargıdaki dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olduğu, faiz bakımından temyize konu kararda hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte adli yargıdaki dava tarihindeki taşınmaz değerinin belirlenerek karar verilmesi gerektiği, bu amaçla gerekiyor ise ek rapor alınması suretiyle taşınmazların ilk dava olan adli yargıda açılan dava tarihindeki değerinin hesaplatılması veya aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu bir bilirkişi kurulunca, taşınmazın ilk dava olan adli yargıda açılan dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi irtifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği, ayrıca hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği ve bozma kararı üzerine yapılacak inceleme sonucu verilecek kararda, davacıların isimlerinin doğru ve eksiksiz yazılmasına dikkat edileceği, davacılardan hangilerinin ıslah hakkını kullanıp kullanmadıkları (kararı temyiz eden davacılar bakımından ıslah edilmiş, diğerleri ıslah hakkını kullanmamış) hususunun da göz önünde bulundurularak taşınmaz bedeline buna göre hükmedileceği, davanın en başta tüm davacılar için toplam 10.000,00 -TL istemle açılmasının da faiz bakımından dikkate alınacağının, ve davalı idarelerce ödenecek olan tazminatın her bir davalı açısından sorumlu olduğu kısmın açık ve ayrıntılı bir şekilde hesaplanması ve taşınmazların kamulaştırılmasında sorumlu olan idarelerin doğru tespit edilip husumetin teşekkül ettirilerek kararda belirtileceği tabii olduğu gerekçeleri ile, temyize konu karar hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.


KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 01/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
Anayasamızın 46. maddesinde "Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde; 15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerininin tespit edileceği belirtilmektedir.
2942 sayılı Kanuna 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile eklenen Ek Madde 1'de; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.
Birinci fıkra uyarınca dava açılması hâlinde taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, mahkemece; bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınmak suretiyle tespit edilir ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir." hükmü getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli, E:2016/181, K:2018/111 sayılı kararıyla "Maddenin ikinci fıkrası, idari yargıda açılacak davada taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının değerinin dava tarihine göre belirleneceğini, ancak taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya taşınmaza fiilen el konulduğu tarihteki niteliklerinin esas alınacağını öngörmektedir. Anayasa’nın 46. maddesine göre kamulaştırmanın anayasal ögelerinden biri gerçek karşılık olup, kamulaştırılan taşınmazın bedeline dair yasal düzenlemelerin Anayasa’da öngörülen gerçek karşılık ölçütüne uygun olması gerekmektedir. Kural ile taşınmazın değerinin tespitinde esas alınan hukuken tasarrufun kısıtlandığı veya taşınmaza fiilen el konulduğu tarihteki taşınmazın niteliklerinin maddede öngörülen beş yıllık süre geçtikten sonra dava açılabileceği de dikkate alınırsa dava tarihi itibarıyla değişmesi mümkündür. Böylece taşınmazın hâlihazır nitelikleri yerine hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya taşınmaza fiilen el konulduğu nitelikleri gözetilerek dava açma tarihi itibarıyla değerinin belirlenmesi taşınmazın bedelinin gerçek karşılığa ulaşması bakımından elverişli değildir." gerekçesine yer verilmek suretiyle Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin birinci fikrasının ilk cümlesi dışındaki kısımların da Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 46. maddesine göre özel mülkiyette bulunan taşınmazların gerçek karşılıklarının nakden ve peşin olarak ödenmesi kaydıyla kamulaştırma yapılabileceği, 2942 sayılı Kanunun 11. maddesinin (g) bendi ile kamulaştırılan taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesinin amaçlandığı açıktır.
Bu durumda; Anayasa’nın 46. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın gerçek karşılığının ödenerek kamulaştırılması gerektiği, Anayasa Mahkemesinin istikrar kazanmış kararları doğrultusunda kamulaştırma bedelinin ödenen faize rağmen enflasyon karşısında değer kaybına uğratılmasının mülkiyet hakkına ölçüsüz bir müdahale olarak kabul edildiği, dolayısıyla taşınmazın gerçek değerinin halihazırdaki niteliklerine göre hesaplanacak güncel rayiç değeri olduğu ve taşınmazın değerinin mümkün olduğunca kamulaştırma tarihine yakın en son yapılan bedel tespit tarihi itibarıyla belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, İdare Mahkemesince taşınmazın değerinin, halihazırdaki değerinin tespiti için uygun olan sonraki tarih itibarıyla belirlenmesinin taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini sağlayacağı sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin yeniden yargılama tarihi itibarıyla belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi