3. Hukuk Dairesi 2017/7275 E. , 2019/3689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ... ile arasında 01.07.3013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede davalı ..."ın kefil sıfatı ile yer aldığını, davalı ..."ün kiralananda oturduğu süre içerisinde kira borçlarını ödemediğini bu nedenle davalılar aleyhinde icra takibi başlattığını, davalıların haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; takip dayanağı kira akdinin kendisine tebliğ edilmemiş olması nedeniyle imzaya itiraz ettiğini, kiralanan taşınmazın güvenlik ve ısınma sorunu olduğunu, kiraya verenin mecuru oturulabilir durumda bulundurma sorumluluğu bulunduğunu, kira bedelinin fahiş olduğunu ve kefilin sorumululuğunun sona erdiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ...; asilin sorumululuğuna gitmeden aleyhine takip ve dava açılamayacağını, kira akdinde birinci yıldan sonraki gelecek yıllar kira bedellerinin açıkça belirtilmediğini bu nedenle kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş, ve %20"den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, takibe konu kira bedellerinin davalılarca ödenmemiş olması nedeniyle davanın kabulü ile, davalıların ... İcra Müdürlüğünün 2015/6400 E. sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, kabul edilen miktarın %20"si tutarındaki 2.219,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılar, takip sırasında ve yargılama sırasında dava konusu kira sözleşmesine yönelik olarak imza itirazında bulunmuşlardır.
Sahtelik incelemesi teknik bir konu olup, bilirkişi vasıtasıyla incelenmesinin yapılacağında tereddüt bulunmamaktadır. Sahtelik incelemesinin ne şekilde yapılacağı HMK’nun 211 maddesi’nde açıkça düzenlenmiş olup, buna göre; "Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir.
A) Hakim, yazı veya imzayı inkar eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hakim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı taktirde, inkar etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
B) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hakimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir."
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, davalıların imza itirazlarına karşın, bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın karar verilmiştir.
Oysa; sözleşmedeki imzalar ile davalıların huzurda alınan imza ve yazı örnekleri karşılaştırılarak, inkar edilen imzanın alındığı tarihten öncesine ait mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan davalılara ait mukayeseye esas tatbike elverişli imza ve yazı örnekleri (HGK 2011/12-740 E.-2011/685 K.)celbedilip ondan sonra mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E.-2001/467 K. sayılı ve 07.10.2009 gün 2009/12-382 E.-2009/415 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Yukarıda belirtilen yasal hükümler ve açıklamalar ışığında; mahkemece, dava konusu sözleşmenin düzenlendiği tarihe mümkün olduğunca en yakın tarihli davalıların resmi kurumlardaki tatbike medar imzaları da getirtilerek, davaya dayanak sözleşme ve davalıların mukayeseye esas mahkemece alınanacak mevcut yazı ve imza örnekleri ile birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"ne gönderilmesi ve sözleşmede yer alan imza ve yazıların davalıların eli mahsülü olup olmadığının tespitiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda yapılan itirazlara rağmen bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.