Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8107
Karar No: 2018/5499
Karar Tarihi: 18.09.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/8107 Esas 2018/5499 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/8107 E.  ,  2018/5499 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar .... ve ... aleyhine 20/11/2014 gününde verilen dilekçe ile İcra İflas Kanunu 89/3. maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen 06/10/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle daha önceden belirlenen 18/09/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davalı asil ... geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafınan hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, İcra İflas Kanunu 89. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre geçtiği için reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, ... 10. İcra Dairesi"nin 2011/3579 esas sayılı dosyası ile davalılardan ... Anonim Şirketi"nin, diğer davalı ... Yazan ve dava dışı ... hakkında ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 24/02/2011 gün, 2010/192 esas ve 2011/42 karar sayılı ilamına dayalı olarak icra takibi başlattığını, dosya borçlusu ..."ın bir dönem davacının yanında çalıştığının tespit edilmesi üzerine davacıya İİK m. 89/1 uyarınca haciz ihbarnamesi çıkarıldığını ve davacının aynı konutta birlikte yaşadığı eşi ..."a 10/07/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının, ..."ın işine son verilmiş olması nedeniyle gelen bu evrak karşısında herhangi bir işlem yapmadığını, daha sonra dosya alacaklısı tarafından gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinin yine davacının eşine 28/08/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 22/09/2014 tarihinde davacının komşusu aynı zamanda yengesi olan ..."a tebliğ edildiğini, ancak yapılan tebligatın geçersiz olduğunu iddia etmiştir. Davacı, en son gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinden, kendisine gönderilen ve 07/11/2014 tarihinde tebliğ aldığı 103 davetiyesi nedeniyle 10/11/2014 tarihinde icra dairesine gitmesi sonucunda haberdar olduğunu, takip borçlusu ..."ın, davacının nezdinde hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, davalı ..."ın çok kısa bir süre davacı şirket nezdinde çalıştığını, bu çalışma neticesinde hak etmiş olduğu tüm maaş, ikramiye ve mesailerinin eksiksiz şekilde kendisine ödendiğini belirterek, davalılara borcu olmadığının tespitine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı ... Anonim Şirketi, yapılan tebligatın mevzuata uygun olduğunu, 89/3. haciz ihbarnamesinin davacı ile aynı çatı altında ve birlikte oturan yengesi ..."a tebliğ edildiğini, İcra İflas Kanunu 89/3. fıkrasına göre süresinde açılmış bir menfi tespit davası olmadığını, davacının, birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerini usulüne uygun tebellüğ ettiğini ve bir itirazda bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Yerel mahkemece, davacıya 89/3 ihbarnamesinin 22/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki menfi tespit davasının 20/11/2014 tarihinde açıldığı, yasal 15 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği, tebligatın usulsüz olduğu iddiasının icra hukuk mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki emniyet araştırması sonucu, adres kayıt sistemi bilgileri ve dinlenen tanık beyanlarından tebligat yapılan ..."ın davacının yengesi olduğu ve karşılıklı dairelerde oturdukları anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacıya yapılan 89/3 haciz ihbarnamesi tebliği usulüne uygun değildir. Ayrıca yerel mahkemenin tebligatın usulüne uygun olup olmadığını araştırma görev ve yetkisinin icra hukuk mahkemesinde olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Açılan davanın süresinde olup olmadığının tespiti için öncelikle, usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmalıdır. Usulsüz tebligat esas alınarak hak düşürücü sürenin hesaplanması doğru olmamıştır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, usulsüz tebligatta öğrenme tarihi esas alınmalıdır. Davacı da öğrenme tarihini 10/11/2014 tarihi olarak belirtmiş olup bu tarihten itibaren dava tarihi olan 20/11/2014 günü açılan eldeki davada 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmış olup, uyuşmazlığın esastan incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken süreden reddi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi