6. Ceza Dairesi 2015/9333 E. , 2018/5738 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanık ... hakkında yağma suçundan kurulan hükme yönelen temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında yağma suçundan ve sanık ... hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan kurulan hükümlere yönelen temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a-) Sanık ... hakkında ikinci kez tekerürre eas alınan Bayındır Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/269 Esas, 2011/284 Karar sayılı kararında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına dayanak alınan Selçuk Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/48-61 sayılı kararının 5237 sayılı Kanunun 50/5. maddesi gereğince tedbir hükmü olduğu, bu hükmün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilerek öncelikle Bayındır Asliye Ceza Mahkemesi"nin belirtilen kararına karşı kanun yararına bozma yolu ihbarında bulunularak, bunun sonucuna göre ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde sanığın ikinci kez mükerrerliğe karar verilmesi,
b-) TCK.nun 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunun oluşması için, bir kimsenin yetkili makamlara ihbar ve şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekmektedir.
TCK.nun 268. maddesi, iftira suçunun özel bir halini düzenlemekte olup, suçun oluşabilmesi için kişinin, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerekir. Maddede düzenlenen suçta, fail, sadece kimliği hakkında yalan beyanda bulunmamakta, aynı zamanda başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermek suretiyle iftira suçunu işlemektedir.
Resmi bir belgeyi düzenlemek yetkisine sahip kamu görevlisine yalan beyanda bulunmak suretiyle belli bir kişiye ait olmayıp, tamamen uydurma bilgiler veren fail hakkında iftira suçu değil, TCK.nun 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşacaktır.
Bu açıklamalara göre TCK.nun 268 maddesinde düzenlenen suç ile 206 maddesinde düzenlenen suç, kimliği ya da kimlik bilgileri kullanılan kişinin gerçek kişi olup olmaması ile ayrılmaktadır.
Yargılamaya konu somut olayda; nitelikli yağma suçundan yakalanan sanık ..."in teyzesinin oğlu olduğu anlaşılan ... isimli gerçek kişiye ait kimlik bilgileri kullanarak kendisini ... olarak tanıttığı, ancak daha önce alınan parmak izinden gerçek kimliğinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, eyleminin TCK.nın 268/1.maddesi yollaması ile 267/1. maddesi olduğu gözetilmeyerek yerine aynı Kanun"un 206.maddesine göre hükümlülük kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanı ile sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, CMUK"nın 326/son maddesince sanık ..."in ceza miktarı yönünden kazanılmış hakları saklı kalmak suretiyle hükmün açıklanan nedenlerle isteme kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 13/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.