11. Hukuk Dairesi 2018/4566 E. , 2019/6110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 22/01/2016 tarih ve 2013/84-2016/220 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı bankanın ...Şubesi kredi müşterileri olan dava dışı Ser-Gıda Mad... Ltd. Şti., Sertelli LPG....Ltd. Şti. ve Trakya Nak Ltd. Şti. üzerinden davalının kredi kullandığını, bu durumun davalının kendi beyanları, taahhütname ve senet üzerindeki kendi el yazısı ve imzasından açıkça anlaşıldığını, davalıya 17.12.1999 tarihinde hesap kat ihtarnamesi keşide ve tebliğ edildiğini ancak kredinin ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 6.100,00 TL alacağın hesap kat tarihinden itibaren %180 faizi ve faizin %5 BSMV’ si ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından kendisine gönderilen ihtarnameye itiraz ettiğini, davacının kendi personelinin suç teşkil eden fiillerinden dolayı zarara uğradığını, banka müdür yardımcısı aleyhinde suç duyurusunda bulunduklarını, kredinin davalıya ödendiğine ilişkin belge bulunmadığını, davacı tarafından dayanılan belgelerin sahte olduğunu, taahhütname altındaki imzanın davacının kandırılması suretiyle alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/328-2012/349 sayılı dosyasında davalı ..."ın da katılan ve sanığın davacı bankanın müdür yardımcısı olduğu, sanığın zimmet suçundan yargılandığı, beraatine dair verilen kararın Yargıtay ceza dairesince bozulduğu, mahkemece bu kez de "sanığın eyleminin basit zimmet suçunu oluşturduğu" gerekçesi ile eylem sabit görüldüğü ancak suçun zamanaşımına uğraması nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, mahkemece ilk aşamada ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine karar verilmişse de dosyanın halen temyiz incelemesinde olduğu, Yargıtay ceza dairesinin önceki bozma ilamında oluşacak suçun basit zimmet suçu olacağına işaret ettiği, dosyanın 2. kez temyizi üzerine Yargıtay’dan dönüşünün beklenilmesinin davaya etki etmeyeceğinden ara karardan vazgeçildiği, ceza yargılamasında aldırılan 07/11/2000 tarihli bilirkişi heyeti raporunda “......"a 6.100,00TL ödendiğine ilişkin belge mevcut olmadığı, alınan taahhütname ve üst kısmı boş bononun sonradan düzenlenmiş belgeler olduğu, krediye teminat olarak kefalet, rehin ve ipotek alınmasının mevzuat gereği olduğu, ancak alınmamış olduğu, sahte belgelerle bankanın zarar uğratıldığının tespit edildiği” nin belirtildiği, bankanın kendi kayıtlarında yer almayan davalıdan alınan belgenin sahte olduğu, bu belge uyarınca bankanın zarara uğratıldığı ancak bu zarardan davalının kusurlu bir eylemi olmadığı ve oluşturulan bu sahte belge uyarınca alacak talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, davacı bankanın kredi müşterisi olan dava dışı Sertelli Grubuna dahil Ser-Gıda Mad..Ltd.Şti., Sertelli LPG...Ltd.Şti., Trakya Nakl...Ltd.Şti. üzerinden banka şube müdürünün de yolsuzluk yapmak suretiyle 3. kişilere kredi kullandırıldığı ve davalının da borcu ödeyeceği yönünde taahhüt ve senet verdiği iddiasına dayalı alacak davasıdır.
Mahkemece önce verilen 05.07.2010 tarihli karar, Dairemiz’in 09.05.2012 tarih 2010/16143-2012/7396 sayılı ilamı ile dava dayanağı belgenin sıhhatinin ceza davası sonucu ortaya çıkacağından ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, ceza mahkemesince eyleminin basit zimmet suçunu oluşturduğunun sabit görüldüğü, ancak suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, dosyanın halen temyiz incelemesinde olduğu, Yargıtay ceza dairesinin önceki bozma ilamında oluşacak suçun basit zimmet suçu olacağına işaret edildiği, bu nedenle ceza dosyasının Yargıtay’dan dönüşünün beklenilmesinin davaya etki etmeyeceği, davalı tarafından verildiği iddia edilen yazılı taahhüt ve senedin banka kayıtlarında bulunmadığı, davalıdan alınan belgelerin sahte olduğu, bu belgeler kullanılarak bankanın zarara uğratıldığı, ancak zararın oluşmasında davalının kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, davacı banka tarafından düzenlenen idari soruşturma raporu incelendiğinde, dava dışı Sertelli Grubu’nun kredilerinden davalıya da nakit ödemesi yapıldığı ve davalının da Sertelli Grubu’nun borcu için bankaya “40 mia” ödeme yaptığı belirtilmiştir. Yargılama aşamasında da davalı tarafından, yazılı taahhüt ve senet altındaki imza inkar edilmemiş, ancak taahhüt verdikten sonra 1 ay içinde taahhüdün kendisinden zorla alındığına dair C.Savcılığına şikayette bulunduğu yönünde savunma bulunmuştur.
Bu halde, Sertelli Grubu üzerinden kredi kullandırılmış ve kullandırılan kredi Sertelli Grubu’na değil de banka müdürünün eylemiyle 3. kişilere ödenmişse ve davalı taraf da bu şekilde kredi kullandırılan kişilerden ise davacı banka aleyhine sebepsiz zenginleşmiş olunacağından, gerek dava dışı banka müdür yardımcısının yargılandığı ceza dosyasındaki beyan ve deliller ve gerekse taahhüt ve senet altındaki imzanın kendisinden zorla alındığına yönelik davalı şikayet akıbetinin araştırılıp, dosya içinde bulunan idari soruşturma raporu ile tüm beyan ve deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına da uyulmasına rağmen eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.