Esas No: 2021/3643
Karar No: 2021/3609
Karar Tarihi: 01.11.2021
Danıştay 13. Daire 2021/3643 Esas 2021/3609 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/3643
Karar No:2021/3609
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1) ... Bakanlığı
VEKİLİ : ...
2) ... Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İzmir ili, Urla ilçesi, ... Mahallesi, tapunun ... ada, ... parselinde kayıtlı bulunan taşınmazın 24/12/2020 tarihinde açık artırma usulü ile yapılan satış ihalesinin ve anılan satış ihalesinin iptal edilerek taşınmazın doğrudan kendisine satılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; mülkiyeti Hazine'ye ait iken 10/12/2019 tarihinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na devredilen İzmir ili, Urla İlçesi, ... Mahallesi, ... Mevkii, ... ada, ... parsel sayılı 21.102,71 m²' yüzölçümlü taşınmazın 8.047,00 m²'lik kısmının zeytinlik yapılmak suretiyle davacı tarafından kullanıldığı, söz konusu taşınmazın Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na devredilmesinden sonra taşınmazın açık artırma usulü ile satışına karar verildiği, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Satış, Devir, İntikal, Kiraya Verme, Trampa, Sınırlı Ayni Hak Tesisi ve Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşımı İhale Yönetmeliği kapsamında TOKİ projelerine kaynak sağlamak amacıyla 23-24/12/2020 tarihinde saat 10.30'da taşınmaz satışının yapılacağının ilan edildiği, davacı tarafından önce 18/12/2020 tarihli dilekçe ile yapılacak taşınmaz satışının iptal edilerek doğrudan kendisine satışının yapılmasının istenildiği, 29/12/2020 tarihinde ise taşınmazın 23-24/12/2020 tarihinde yapılan satışının iptal edilerek söz konusu taşınmazın doğrudan kendisine satılması amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na başvuru yapıldığı, söz konusu başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı;
Dava konusu olayda, mülkiyeti Hazine'ye ait iken 10/12/2019 tarihinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na devredilen taşınmazın 8.047,00 m²'lik kısmının ecrimisil ödenmek suretiyle davacı tarafından kullanıldığı, dolayısıyla davacının dava konusu taşınmazda fuzuli şagil olduğu, işgalci statüsünde olan davacının söz konusu taşınmaza ilişkin (mülkiyet vb.) hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın açık artırma ile satışı işleminde davacının hukukî durumunu etkileyen bir ilginin bulunmadığı; bu durumda, subjektif ehliyetin meşru olma (hukuk tarafından korunmaya lâyık görülme) unsurunun ve kişisel/şahsî olma unsurunun bulunmadığı, dolayısıyla iptal davasının açılabilmesi için gerekli olan menfaat ihlâli şartının sağlanmadığı ve dava konusu açık artırma yöntemiyle satış işleminin davacı hakkında hukukî sonuç doğuran bir işlem olmadığı görüldüğünden, davanın ehliyet yönünden reddine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yalnızca fuzuli şagil olmayıp satın alma başvurusunda bulunarak mülkiyet hakkı elde etme hak ve yetkisine sahip olduğu, satılan taşınmaz Hazine'ye ait olsa da üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının kendisine ait olduğu, taşınmaz üzerindeki ağaçların kendisi tarafından yetiştirildiği, taşınmazın kullanılmasına karşın ecrimisil ödendiği, taşınmazın ağaçlarla birlikte satıldığı, ihaleye katılmış olsaydı Şartname'yi kabul etmiş olacağı ve dava açma imkânının kalmayacağı, 4706 sayılı Kanun'un 4/12 fıkrası kapsamında hak sahibi olduğu, ihale ilanının açıklamalar kısmında taşınmaz üzerinde zeytin ağaçlarının bulunduğunun belirlendiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından, davacının usulüne uygun olarak ihaleye iştirak etmediği, ihalenin iptalini isteme hakkının usulüne uygun şekilde ihaleye katılmış olanlara ait olduğu, davacı tarafından tapu kaydına itirazı olması hâlinde bu durumun adli yargının görevine girdiği, mevzuat gereği davacıya doğrudan satış yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, verilen kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca İzmir ili, Urla ilçesi, ... Mahallesi, tapunun ... ada, ... parseline kayıtlı bulunan taşınmazın 24/12/2020 tarihinde açık artırma usulü ile satışı gerçekleştirilmiştir.
Davacı tarafından 29/12/2021 tarihli dilekçe ile, anılan ihalenin iptal edilerek taşınmazın doğrudan kendisine satılması için Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na başvuruda bulunulmuştur. Başvuru Toplu Konut İdaresi Emlak Dairesi Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işlemiyle reddedilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair işlem ile satış ihalesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; uyuşmazlığın taşınmaz mallarla ilgili mevzuattan kaynaklandığı, bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 34. maddesinin 1. fıkrası uyarınca taşınmazın bulunduğu yerdeki ... İdare Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilerek dava dosyasının ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; ... İdare Mahkemesi'nce de davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tâbi tutulacağı; altıncı fıkrasında, maddede belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi hâlinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise, yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın yetki yönünden reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun'un "İdari davalarda genel yetki" başlıklı 32. maddesinin birinci fıkrasında, "Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, bu Kanun'da veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması hâlinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idarî işlemi veya idarî sözleşmeyi yapan idarî merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir."; 34. maddesinin birinci fıkrasında ise, "İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idarî davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari davalarda genel yetki, 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinde düzenlenmiştir. 32. maddenin yukarıda yer verilen birinci fıkrasına göre, iptal davalarında yetki konusundaki genel kural, dava konusu idari işlemi tesis eden idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesinin yetkili olmasıdır.
2577 sayılı Kanun'un 33. ile 37. maddeleri arasında ise, kamu görevlileri ile ilgili davalarda, taşınmaz ve taşınır mallara ilişkin davalarda, tam yargı davalarında ve vergi uyuşmazlıklarında geçerli olan özel yetki kuralları düzenlenmiştir.
Kanun'un 34. maddesinde, taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan iptal ve tam yargı davaları ile konusu taşınmaz mal olan idarî sözleşme uyuşmazlıklarından ve ayrıca kamu mallarına ilişkin idari davalardan söz edilmiştir. Maddenin öngördüğü yetki kuralı özel ve kesin nitelikte olduğundan; anılan davaların mutlaka uyuşmazlık konusu taşınmaz malın bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde görülmesi gerekmekte, 32. maddenin birinci fıkrasındaki genel yetki kuralının bu alanda geçerliliği bulunmamaktadır (YENİCE Kâzım / ESİN Yüksel, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, 1983, Ankara, s.656).
Aslında, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde düzenlenen idarî dava türlerinden hiç birinin konusu taşınmaz mallar değildir. Dolayısıyla, 34. maddede yer alan "taşınmaz mallara ilişkin davalar" ifadesinden anlaşılması gereken, taşınmaz malları konu edinen idarî davalar değil; "idarî uyuşmazlığın kaynağı olan taşınmaz mallarla ilgili bir isteği karşılayan" ya da "taşınmaz mallar üzerindeki bir hakkı ihlâl eden" idarî işlemleri konu edinen idarî davalardır (CANDAN Turgut, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2017, Ankara, s.929).
Bu durumda, idarî dava türlerinden olan iptal davalarında, yetkili mahkemenin tespitinde kural olarak 32. maddede belirlenen ilkenin uygulanmasının esas olduğu; bu genel kuraldan ayrılmanın ancak istisna öngören özel bir yetki kuralının varlığı hâlinde mümkün olduğu; 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının ise, taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasını veya taşınmaza bağlı hakları konu alan işlemlere karşı açılan davalara yönelik olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, açık artırmaya konu satış ihalesinin iptali için davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair işlemin Toplu Konut İdaresi Emlak Dairesi Başkanlığı'nca tesis edildiği, söz konusu satış ihalesinin de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı oluru ile yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 34. maddesinin birinci fıkrası kapsamında imar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına veya taşınmaza bağlı hak kapsamında bulunan bir işleme yönelik olmadığı, taşınmaz hukukuna ilişkin herhangi bir kuralla ilgili olmaksızın, ihale mevzuatına dayalı olarak yapılan ihale işlemi ile anılan ihalenin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işleme yönelik olduğu, uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki genel yetki kuralı uyarınca, dava konusu işlemleri tesis eden idarî merci olan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın bulunduğu yer mahkemesi olan ... İdare Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, yetkisiz yargı yerince uyuşmazlık hakkında ehliyet yönünden davanın reddine karar verilmesinde usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan ... -TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 01/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.