10. Hukuk Dairesi 2014/11195 E. , 2014/14549 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul 11. İş Mahkemesi
Tarihi : 16.03.2011
No : 2007/114-2011/66
Dava, ölüm aylıklarının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali, kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması, birleşen dava ise, yersiz ödenen ölüm aylıklarının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve % 40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtilen biçimde asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın ise reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davalının tüm, davacının aşağıda bertilen temyiz itirazları dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2829 sayılı Kanunun 8. maddesi “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir. Ancak, malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re"sen emekli olma (Ek ibare: 27/1/2000 - 4505/1 md.) süresi Kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları Kurumun Kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu Kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır.” hükmünü içermektedir
Davacının eşi 6.11.1990 tarihinde ölmüş, davacıya hak sahibi eş sıfatıyla ölüm aylığı bağlanmıştır. SSK Tahsisler Dairesi"nin 1.12.2006 tarihli yazısına göre davacının eşi olan sigortalı Ömer Karasakal"ın son defa Bağ-Kur kapsamında çalışması nedeniyle, ölüm aylığının 1479 sayılı Yasa mevzuatına göre bağlanması gerektiğinden bahisle, başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davacının murisinin 13.12.1967 ile 12.10.1978 tarihleri arasında 3230 gün 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu ve 4.12.1985 tarihli bildirge verdiği, vergi kaydına dayalı olarak 1.1.1984 tarihinde başlayan sigortalılığının, vergi kaydının sona erdiği 30.4.1990 tarihine kadar devam ettiği, ne var ki prim borçları nedeniyle 1.1.1984 tarihi itibariyle 19 koduyla durdurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada davacıya ait ölüm aylığı tahsis dosyası getirtilmediğinden, davacının ölüm aylıklarının hizmet birleştirmesi yapılmak suretiyle bağlanıp bağlanmadığı belirlenemiyorsa da, davacının murisinin salt 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetleri gözetildiğinde, ölüm tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 61. maddesine göre ölüm aylığı bağlanma koşulları bulunduğu açıktır.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilerek, hizmet birleştirmesi yapılmasının ihtiyari olması karşısında, davacıya hizmet birleştirmesi yapılmaksızın ölüm aylığı bağlandığı sonucuna varılması halinde, son Kurumun SSK olduğu ve 506 sayılı Yasa mevzuatına göre ölüm aylığı bağlanma koşullarının bulunduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve Yasaya aykırıdır.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, 11.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.