4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8112 Karar No: 2018/5481 Karar Tarihi: 18.09.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/8112 Esas 2018/5481 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu dava, davacı avukatının, davalı şirket aleyhine haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmesi üzerine görülmüştür. Mahkeme, maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, dosya kapsamından haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun oluşması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
4. Hukuk Dairesi 2016/8112 E. , 2018/5481 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 20/09/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince, Dava; haksız haciz ve satış nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, açılan menfi tespit davası sonucunda müvekkilinin borçlu olmadığı tespit edilerek senedin iadesine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, buna karşın davalının; müvekkilinin menkul ve gayrimenkullerini cebri icra yolu ile sattırdığını, aracına ve maaşına haciz uygulattırdığını belirterek maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne; davacı aleyhine yapılan takibin ve davacının açmış olduğu davaların geniş bir zaman dilimine yayılması nedeni ile manevi zararın oluştuğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacının talebinin maddi tazminat istemi dışında ayrıca haksız haciz nedeni ile manevi tazminat talebine de ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Olayların yukarıda açıklanan gelişimi dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işleminin yapıldığı başka bir ifade ile takibin haksız ve kötü niyetli olduğu söylenemez. Şu durumda, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) no"lu bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA; davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.