3. Hukuk Dairesi 2019/539 E. , 2019/3671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının uzman erbaş sözleşmesinin 21.08.2011 tarihi itibariyle feshedildiğini, davalının Ağustos 2011 den kaynaklanan 24 günlük peşin aldığı 1.980,00 TL ve Eylül 2011 maaşı çalışmadığı halde ödenen 2.189,55 TL olmak üzere toplam 4.169,67 TL"nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ilişik kesme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesini talep etmiştir.
Davalı, 09.05.2011 tarihinde 2 ay hava değişim raporu aldığını, 3 ay hava değişim izni kullanılmadığı sürece ve alınan rapordaki tanı kesin tanı olmadığı için sözleşme feshi yapılamayacağını, 20.07.2011 tarihinde ise görev yapamaz belgesi aldığını, 20.07.2011-20.08.2011 tarihleri arasında herhangi bir izin ya da rapor kullanmadığını, sağlık raporundaki onay tarihinin 19.10.2011 olduğunu, sonrasında emekliye ayrıldığını davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının TSK"da görev yapamayacağına ilişkin olarak düzenlenen ön raporda davacının istirahatli olduğu veya hava değişimi aldığına dair ibare bulunmadığı, davacının yalnızca ameliyat sonrası iki ay istirahat raporu aldığı, bunun yanında davalı kurum tarafından kati rapor beklenmeden işlem yapıldığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 15.03.2016 T.li 2015/6258 E. 2016/3902 K. sayılı bozma ilamı ile "...Somut olayda; TSK"da sözleşmeli personel olarak görev yapan davalının bir sözleşme yılı içerisindeki istirahat süresinin üç ayı geçtiğinden bahisle sözleşmesinin feshedildiği, eş söyleyiş ile davalının TSK"dan ilişiğinin kesildiği ve davacının talebinin sözleşmenin feshinden sonra davalıya yapılan fazla maaş ödemesinin iadesi talebini içerdiği
anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı itibariyle, dava konusu sözleşmenin feshi (ilişik kesme) işlemine karşı davalı tarafça idari yargıda bir iptal davası açılmadığı ve bu suretler söz konusu idari işlem iptal edilmediği sürece taraflar arasında hukuken geçerli olacağı ve idari işlemin tarafları bağlayacağı konusu tartışmasızdır. Buna göre mahkemece, idari anlamda taraflar arasında halen geçerliliğini koruyan bir idari işlemin var olduğu göz önüne alınarak, konunun BK. nun 61-66. maddeleri ( TBK. nun 72-82.maddeleri ) çerçevesinde değerlendirilmesi sureti ile; dosyanın alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek davalıya yapılan yersiz ödeme miktarının tespit edildikten sonra hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi kurulması gerekirken; yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bu husus bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, ilişik kesme işlemine ilişkin idari yargıda bir iptal davası açılmadığı ve bunun iptal edilmediği sürece taraflar arasında hukuken geçerli olacağı tartışmasızdır. Her ne kadar davalı tarafından bozmadan sonra bir idari dava açıldığı belirtilmiş ise de; bu davada herhangi bir yürütmenin durdurulması kararı verilmediği anlaşılmakla bozmaya uyulması ve davacı tarafın kazanılmış usulü hakkı da nazara alınarak bu dava sonucu beklenilmemiş gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davalıya fazladan yapıldığı iddia olunan maaş ödemesinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.
Her ne kadar Dairemizin 15.03.2016 T. 2015/6258 E. 2016/3902 K. sayılı bozmasında, idari işlemin iptaline ilişkin dava açılmadığı gerekçesi ile idari anlamda taraflar arasında halen geçerliliğini koruyan bir idari işlemin var olduğu göz önüne alınarak, konunun TBK"nın 72-82.maddeleri (BK"nın 61-66. maddeleri) çerçevesinde değerlendirilmesi sureti ile dosyanın alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek davalıya yapılan yersiz ödeme miktarının tespit edildikten sonra hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi edilmesi gerektiği ifade edilmişse de, bozma kararından sonra idari yargıda işlemin iptaline yönelik olarak dava açıldığı anlaşılmakta olup bu durumda idare mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılarak, idare mahkemesinde verilen karar değerlendirilerek hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar vermek doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.