11. Hukuk Dairesi 2018/4632 E. , 2019/6100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasındaki davanın Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/04/2018 tarih ve 2018/319-2018/536 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin davacıya ait malların taşınması işini üstlendiğini, ancak malları zamanında varış yerine ulaştıramaması sebebiyle davacı - gönderenin ceza (reklamasyon) ödemek zorunda kaldığını, bu bedelden davalının sorumlu olduğunu, davalı hakkında Bursa 5. İcra Dairesinin 2015/4 sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, borçlunun icra dairesinin yetkisinin yanında borcada itiraz ettiğini, sözleşmenin yapıldığı yer olan Bursa mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, ileri sürerek itirazın iptalini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasında taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, malların İngiltere"de teslim edileceğini, bu sebeple ifa yerinin İngiltere olduğunu, davaya CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, malların makul süre içinde teslim edildiğini, reklamasyon faturasını kabul etmediklerini, geç teslim olgusu kabul edilse bile CMR kapsamında sorumluluklarının sınırlı olduğunu, navlun ücreti ödenmemiş olması sebebiyle davacının talep hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre; CMR 23/5. maddesinin teslimin gecikmesi hali ile ilgili düzenlemeler içerdiği, CMR 29. maddesinin ise hasar halinde taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkını yitirmesine ilişkin koşulları düzenlediği, dava konusu olayda hasar mevcut olmadığından CMR 29. maddesinin somut olaya uygulanırlığının söz konusu olamayacağı, mahkemenin bozmadan önce verdiği karardaki tespitler ışığında geç teslimden dolayı davalının sorumluluğuna gitmek gerektiği, davalının sorumluluğunun navlun bedelini aşamayacağı ancak davacının navlun ücretini ödemediği halde alacak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, CMR taşımasına konu emtianın zamanında teslim edilmemesi sebebiyle ödenen reklamasyon bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 13.12.2017 tarih 2016/5076 Esas 2017/7232 Karar sayılı ilamı ile “… davalının CMR’nin 23/5. maddesi uyarınca taşıma ücreti ile sınırlı sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de CMR’nin 29. maddesi uyarınca taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkını yitirmesine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiş …” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma uyarınca karar verilmiş ise de bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. CMR Konvansiyonu’nun 23/5. maddesi gereğince davalı taşıyıcı gecikme halinde gönderenin zarar ve ziyanını taşıma ücretini geçmemek üzere temin eder. Taşıma ücreti her halükarda verilmesi gereken bir miktar olmayıp mahkemece gözetilecek bir üst sınırdır. Bu itibarla tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda CMR’nin 29. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.