11. Hukuk Dairesi 2018/4171 E. , 2020/1340 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 20/04/2016 gün ve 2014/926-2016/183 sayılı kararı onayan Daire"nin 26/04/2018 gün ve 2016/9739 - 2018/3157 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi çerçevesinde davalının gönderici olduğu yüklerin deniz yolu ile konteyner içinde Mersin"den Katar"a taşındığını, yükün varma limanında geç teslim alınması ve konteynerin geç iade edilmesi nedeni ile ek masraf ile süresterya ücreti doğduğunu, tanzim edilen fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın % 20"sinden az olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini ve davalı lehine alacağın % 20"sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine vaki itirazının kısmen iptaline, 58.590 USD"nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, taktiren alacağın % 20 si üzerinden hesap edilen 23.318,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Taraf vekilleri, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK.nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Dava, demuraj ücretinin tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne, demuraj alacağı likit sayıldığından taktiren % 20 oranında hesaplanan 23.318,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporunda davacının, davalının talep ve talimatlarını nazara almayarak gerek sözleşme şartları, gerekse TBK’nun 107-109 maddeleri uyarınca yasal girişimlerde bulunma hak ve yükümlülüğünü makul süre içerisinde kullanmaması nedeniyle gecikme bedelinin artmasına sebep olduğu, MK’nın 2. maddesine göre hak ve nesafet kuralları ve denizcilik örf ve adetleri de nazara
alınarak kusurlu olduğu, 18.02.2013 tarihinden itibaren doğan zararlara davacının kendisinin katlanması gerektiği görüşüne varılarak hesaplama yapılmış ve alacak belirlenmiştir. Bu durumda, özü itibariyle bu davada alacağın saptanması bilirkişilerce yapılacak incelemeye, somut olayın özellikleri, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile denizcilik örf ve adetleri nazara alınarak takdir olunmasına bağlı bulunduğundan ve gerek icra takibi tarihinde gerekse dava tarihinde demuruj alacağı belirlenebilir halde bulunmadığından, mahkemece davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 26.04.2018 tarih 2016/9739 Esas, 2018/3157 Karar sayılı onama ilamının bu yönden kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 26.04.2018 tarih 2016/9739 Esas, 2018/3157 Karar sayılı onama ilamının bu yönden kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davalıya iadesine,13/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, demuraj ücretinin tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taşıyan olup, bu alacağı nedeniyle fatura tanzim etmiş, ancak demuraj isteyip isteyemeyeceği, isteyebilirse kaç gün için isteyebileceği bu davada tartışılmış ve sonuç olarak 18.02.2013 tarihine kadar isteyebileceği, ayrcı bu tarihten imha talebinin kendisine ulaşması nedeniyle ilave 60 gün daha talep edebileceği saptanmış ve bu süre için davacının tarifesine göre hesaplama yapılmıştır. Demuraj, tazminat olmayıp taşıyıcının talep edebileceği alacak kalemlerindendir. Demuraj ücreti taraflarca sözleşmede kararlaştırılabileceği gibi böyle bir kararlaştırılma yoksa rayice göre de belirlenebilir. Taşıyanın demuraj ücretine hak kazanıp kazanmadığının, kaç gün için talep edebileceğinin yargılama sonucu belirlenecek olması bu alacağın likit olma vasfını değiştirmez. Bu nedenle de Dairemizin 2006/3606 E 2007/6339 K sayılı kararında "Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre demuraj ücret alacağı belirlenebilir olmakla likittir..." denilmiş ve bu konudaki uygulamanın yerleşik olduğu vurgulanmıştır.
Bu nedenle davalının bu yöne ilişen karar düzeltme itirazının da reddi gerekmekle Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.