Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/633
Karar No: 2021/2135
Karar Tarihi: 01.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/633 Esas 2021/2135 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/633
Karar No : 2021/2135

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararı ile verilen 137.356,00-TL tutarındaki idari para cezasının kanunî temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ... tarihli ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
Davacının, uyuşmazlık konusu idari para cezasından kaynaklanan amme alacağının doğduğu 15/09/2010 tarihinde … Petrol Nakliye İç ve Dış Tic. Ltd Şti.'nin kanunî temsilcisi olduğu hususunun ihtilafsız olduğu, amme alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsilinin mümkün olmadığının somut delillerle ortaya konulduğu, davacının, ortak ve temsile yetkili müdür olma özelliğini kaybettiğinden bahisle borçtan sorumlu tutulamayacağı iddiasına itibar edilmediği, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan … tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istemiyle bir davanın açılmadığı, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla uyuşmazlığa konu ödeme emrinin düzenlendiği dikkate alındığında, şirket tarafından asıl iddiaların ileri sürülebileceği idari işleme karşı zamanında dava açılmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 28/11/2019 tarih ve E:2014/2680, K:2019/3936 sayılı kararıyla;
Ödeme emrinin dayanağı olan tahakkuk işlemine karşı dava açılmamasının, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı yolundaki itirazlarının yargısal incelemesinin yapılmasına engel teşkil etmediği; ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davaların, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince davacının "böyle bir borcu olmadığı" şeklindeki itirazı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği; bu kapsamda, ödeme emrinin dayanağını teşkil eden kamu alacağının maddi kaynağına ilişkin hukuka uygunluk denetiminin yapılmasının ve borcun tahakkukundan önceki aşamaya ilişkin hukuka aykırılık iddialarının incelenmesinin gerektiği;
Bu durumda, Mahkeme tarafından, ödeme emrine karşı açılan davada ileri sürülen iddiaların "böyle bir borcunun olmadığı" itirazı kapsamında değerlendirilerek işin esasının değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
İstisnai olarak hak arama hürriyeti kapsamında, haklı ve meşru bir sebeple ödeme emrinin dayanağı işleme karşı dava açma imkanı elde edememiş kişilerin, ödeme emrine karşı açmış oldukları davalarda 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesindeki "böyle bir borcun olmadığı" itirazı kapsamında ödeme emrinin dayanağı işlemin hukuka uygun olup olmadığı hususunda denetim yapılabileceği, dava konusu olayda ise davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket adına düzenlenen idari para cezasına karşı dava açılmadığı ve söz konusu para cezasının bu şekilde kesinleştiği, dava dilekçesi içeriğinde davacı tarafından, "davacının kanuni temsilciliğini yapmış olduğu şirketin faaliyeti kapsamında tesis edilen idari para cezasına dayanak eylemde akaryakıta ağır ve hafif ürün karıştırılarak tağşiş etme fiilinin akaryakıt istasyonunda pompacı olarak çalışan bir kişinin işlediği, bu kişinin olaydan kendisinin sorumlu olduğunu yargılamada kabul ettiği, dolayısıyla kendisinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı, 13/10/2010 tarihinde de şirketteki hissesini devrederek şirketten ayrıldığı" yönünde iddialarda bulunulduğu, idari para cezasına esas eylemin davacının kanuni temsilci sıfatının devam ettiği 15/09/2010 tarihine ilişkin olduğu, bunun dışında idari para cezasına dayanak fiilin gerçekleşmediği yönünde herhangi bir iddianın bulunmadığı dikkate alındığında, davacı iddialarının "borcum yoktur" itirazı kapsamında değerlendirilerek ödeme emrinin dayanağını teşkil eden kamu alacağının maddi kaynağına ilişkin hukuka uygunluk denetimi yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığı; nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/05/2019 tarih ve E:2018/3344, K:2019/2341 sayılı kararının da aynı yönde olduğu gerekçesi eklenmek suretiyle, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idari para cezasının tebliğ edildiği tarihte şirketle ilişkisi bulunmadığından cezadan haberdar olmadığı; ödeme emrinin tebliğiyle bilgi sahibi olduğu; idari para cezasına konu fiili başka bir kişinin gerçekleştirdiğinin ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu; işlemin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, … İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı, 2008 yılından, 28/10/2010 tarihine kadar …Petrol Nakliye İç ve Dış Tic. Ltd Şti.'nin ortağı olmuş ve kanunî temsilciliğini yapmıştır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile, … Petrol Nakliye İç ve Dış Tic. Ltd Şti., 15/09/2010 tarihinde yapılan denetimde, yeterli şart ve seviyede ulusal marker içermeyen ve teknik düzenlemelere aykırı akaryakıt ikmal edildiğinin ve akaryakıta ağır ve hafif ürün karıştırılarak tağşiş edildiğinin tespit edilmesi nedeniyle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca 137.356,00-TL idari para cezası ile cezalandırılmıştır.
İdari para cezasının şirket tarafından vadesinde ödenmemesi ve şirketten tahsil edilememesi üzerine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca, kanunî temsilci sıfatıyla davacıdan tahsiline ilişkin olarak dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinin ilk fıkrasında, "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir." kuralı yer almaktadır.
Aynı Kanun'un işlem tarihinde yürürlükte bulunan halleriyle 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı, idarî para cezasına neden olan fiilin tespit edildiği tarihte anılan şirketin kanunî temsilcisi olmasına karşın, gerek idari para cezasına ilişkin Kurul kararının alındığı tarihte, gerekse, Kurul kararının ve ödeme emrinin şirkete tebliğ edildiği tarihlerde şirketle hukuki bir bağı bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının tahakkuk işlemine karşı dava açma ihtimalinin bulunduğundan söz etmek mümkün değildir.
Yapılan malvarlığı araştırmasında şirketin borcu karşılayacak malvarlığının olmadığının tespit edilmesi üzerine, kamu alacağının şirketten tahsil edilememesi nedeniyle 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca, şirketin kanunî temsilcisi olan davacıya ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Ödeme emrinin dayanağı olan tahakkuk işlemine karşı dava açılmaması, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı yolundaki itirazlarının yargısal incelemesinin yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davalar, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince davacının "böyle bir borcu olmadığı" şeklindeki itirazı kapsamında değerlendirilmelidir. Bu kapsamda, ödeme emrinin dayanağını teşkil eden kamu alacağının maddi kaynağına ilişkin hukuka uygunluk denetiminin yapılması ve borcun tahakkukundan önceki aşamaya ilişkin hukuka aykırılık iddialarının incelenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, Mahkeme tarafından ödeme emrine karşı açılan davada ileri sürülen iddiaların "böyle bir borcunun olmadığı" itirazı kapsamında görülerek işin esasının değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/11/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.



KARŞI OY

X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; … İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının onanması; davacının "böyle bir borcunun olmadığı" itirazı kapsamında değerlendirilmesi gereken iddialarının esası hakkında bir karar verilmek üzere dava dosyasının Dairesine gönderilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.



KARŞI OY

XX- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Ödeme zamanı ve önce ödeme" başlıklı 37. maddesinde, "Amme alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir. Hususi kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu ödeme müddetinin son günü amme alacağının vadesi günüdür. Amme borçlusu isterse borcunu belli zamanlardan önce ödiyebilir." kuralı yer almaktadır.
Buna göre, bir amme alacağının cebren tahsiline yönelik olarak ödeme emri düzenlenebilmesi için öncelikle amme alacağının tahakkukunun yapılması ve bu tahakkuk işleminin usulüne göre amme borçlusuna tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda ise tahakkuk işleminin şirkete tebliğ edildiği dönemde şirketle fiili ve hukuki bağı bulunmayan ve amme alacağının tahakkuk işleminden haberdar olmayan davacı hakkında, doğrudan ödeme emri düzenlendiği görülmektedir.
Bu itibarla, davacıya tahakkuk işlemi tebliğ edilmediğinden, kendisi yönünden kesinleşmiş bir kamu alacağından söz edilmesi mümkün olmadığından, hakkıda doğrudan ödeme emri düzenlenmesine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolundaki ısrar kararının yukarıda yer verilen gerekçe ile bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi