Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/485
Karar No: 2018/3776
Karar Tarihi: 12.04.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/485 Esas 2018/3776 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/485 E.  ,  2018/3776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

    K A R A R

    A)Davacı İstemi:
    Dava, 1986 tarihinde ...... Şimşek unvanlı iş yerinde 506 sayılı yasa kapsamında 1 günlük sigortalı çalışması olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili özetle; davacının sigorta kayıtlarında söz konusu dönem bordrolarında ve arşiv kayıtlarında çalışmasına rastlanılmadığı, Mülga 506 sayılı ve 5510 sayılı yasaya göre çalıştırılan işçilerin sigorta primleri, hesabına esas tutulan kazançları toplam prim ödeme gün sayası ile sigorta primlerini gösteren kayıt ve belgelerin kuruma bildirilmesi mecburiyetinin işverene ait olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    ilk Derece Mahkemesince ; “ Somut olayda; dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden, dinlenen tanık ve komşu iş yeri tanık beyanlarından, işe giriş bildirgesindeki sigorta sicil numarasının o yıla ait serilerden olduğu da gözetilerek, 04/10/1969 doğumlu davacının sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşın ikmal edildiği 04/10/1987 tarihi olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle “ Davanın kısmen kabulü ile, 04/10/1969 doğumlu davacının sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşın ikmal edildiği 04/10/1987 tarihi olduğunun tespitine, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı ... vekili; 506 sayılı Yasanın 79/1. Maddesine göre, çalıştırılan işçilerin sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançlar, toplam prim ödeme gün sayıları ile sigorta primlerini gösteren kayıt belgelerin Kuruma bildirilmesi mecburiyetinin işverene ait bir yükümlülük olup, bildirilmeyen bu kayıtlar için davalı Kurumun sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı, Kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerine de hükmedilmemesi gerektiği, sigortanın çalışma niteliğinde olup olmadığı ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğunun aydınlatılmasının gerekli olduğu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince “ Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, Anayasal sosyal güvenlik hakkı kapsamında, davacının kimlik bilgilerini içerir, yasal süresinde Kuruma intikal etmiş, ve sahteliği de ileri sürülmeyen işe giriş bildirgesinde verilen sigorta sicil numarasının aynı yıl serilerinden olduğunun bildirilmesi, dinlenen tanıklarının beyanlarından, dava konusu işe başlama tarihinde fiili çalışmanın kanıtlaması, tespit edilen sigorta başlangıç tarihinin, 506 sayılı Yasanın, sigortalılık süresinin 18 yaşının doldurulduğu tarihte başlamış kabul edileceğine dair 60/G maddesi hükmüne uygun bulunması gözetildiğinde, istinaf edenin sıfatına göre yapılan inceleme sonunda, davanın kısmen kabulüne dair mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından ” gerekçeleriyle “Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “Kurumumuz dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekir. Eksik incelemeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yasaya aykırıdır. ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu husus, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 04/10/1969 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 02/06/1986 tarihinde 17 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin, Ulubat Sokak No:21/3, Siteler, ...... adresindeki, 122996.06 sicil numaralı ...... Şimşek Ünvanlı işyerinden 06/11/1986 tarihinde Kurum"a verildiği, sigorta sicil numarasının 1986 yılı serilerinden olduğu, bilirkişinin bildirgedeki imzanın davacıya ait olmadığına karar verdiği, 22601.122996.604 sicil numaralı ...... Şimşek unvanlı mobilya im...... iş yerinin 20/05/1983-30/04/1994 tarihleri arası 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu,dinlenen komşu işyeri tanıklarından ...’ın davacıyla çalıştığını, diğer ikisinin davacıyı hatırlamadığını söylediği, komşu iş yeri tanığı ...’ın Ulubat Sokak No:19/B, Siteler, ...... adresindeki kereste satışı fa......yetinden dolayı 24/01/1995 tarihi itibariyle mükellefiyet kaydı olduğu, işyerinden 1986/1-3 dönemde dönem bordrosu verilmediği, 1986/2. dönemde tek çalışanın ...... Osman Özdoğan olduğu ve tanık olarak dinlenmediği, davacının hizmet cetvelinde 06/11/1998 tarihinde 4/a çalışmasının başladığı, işverenin davacının kardeşi olduğu, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davalı işverenin davacının erkek kardeşi olduğunun anlaşılmasına göre bir kişinin kendi kardeşini sigortasız çalıştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmesi, kolluk tarafından tespit edilen komşu işyeri tanıklarının davacıyı tanımamaları hususları birlikte değerlendirildiğinde Mahkemece fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmadığı, bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; 1986/2. dönem bordrosunda ismi bulunan kişinin tanık olarak beyanına başvurmak, yukarıda izah edilen hususlar gözönüne alınarak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi