11. Hukuk Dairesi 2018/5465 E. , 2019/6095 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/09/2017 tarih ve 2016/457 E.- 2017/304 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/09/2018 tarih ve 2018/218 E.- 2018/902 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli "cep" ibareli tanınmış markalarının bulunduğunu, davalı tarafça "işCepMatik" ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, müvekkilince başvuruya itiraz edildiğini, itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve serisi olarak algılanacağını, müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar elde edileceğini, ayrıca marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek YİDK"nın 2016-M-8963 sayılı kararının iptaline, tesclili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili adına tescilli “işcep” markasının bulunduğunu, “cep” ibaresinin davacının tekelinde olmadığını, davalı markasındaki genel görünüm ve şekil unsurları gözetildiğinde taraf markalarının karıştırılma olasılığının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalının "İşCepMatik" ibareli başvurusu ile davacının "CEP" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi koşullarının somut olayda oluşmadığı, dava konusu TPMK YİDK"nın 09.09.2016 tarih ve 2016-M-8963 sayılı kararının iptali koşullarının oluşmadığı, davalı şirketin 2015/10421 sayılı marka başvurusunun 556 sayılı KHK madde 8/1-b, 8/4, 35 bağlamında hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.