
Esas No: 2014/6970
Karar No: 2014/14408
Karar Tarihi: 11.06.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/6970 Esas 2014/14408 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Bozkır Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :22.01.2014
No :2010/218-2014/9
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-)06.10.2005-01.11.2005 ve 08.04.2006-25.05.2006 dönemlerinde 1065383.42 nolu işyerinden adına tam bildirim ve prim ödemeleri gerçekleştirilen davacılar murisinin, 15.09.1994-15.06.2007 döneminde hizmet akdine dayalı olarak ara vermeksizin geçmesine karşın Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemli olarak 07.12.2010 tarihinde açılan işbu davada mahkemece, davalı işyerinde 15.09.1994-15.09.1999 ve 15.09.2000-31.05.2007 dönemlerinde çalıştığının tespitine karar verilerek istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, 31.12.1999 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada, mahkemece tespit kararı verilen 15.09.1994-15.09.1999 dönemine ilişkin, davacılar murisinin hizmetlerini bildirir işe giriş bildirgesi ya da dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerden herhangi birinin davalı Kuruma verilmediğinin ve davacılar murisinin çalışmalarının Kurum tarafından tespit de edilmediğinin anlaşılması karşısında, anılan döneme ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığının gözetilmemesi,
3-) Davacılar murisinin sigorta hizmet cetvelindeki 10. nolu işyerinden tam olarak bildirilen 06.10.2005-01.11.2005 ve 08.04.2006-25.05.2006 tarihleri arasındaki sürelerin dışlanmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.