Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1608
Karar No: 2021/2143
Karar Tarihi: 01.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1608 Esas 2021/2143 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1608
Karar No : 2021/2143

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş
(Eski Unvan: …Bankası A.Ş.)
VEKİLLERİ : Av. …-Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 22/12/2020 tarih ve E:2019/1304, K:2020/3764 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Banka hakkında, bazı kredilerde otuz günün üzerinde gecikmeler olmasına rağmen bu kredileri İkinci Grup-Yakın İzlemedeki Krediler ve Diğer Alacaklar Grubu'nda sınıflandırmadığından bahisle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 148. maddesinin (b) bendi uyarınca 6.344,00-TL; bazı kredilerle ilgili olarak kanunî takip süreci başlatılmasına rağmen bu kredileri "Üçüncü Grup-Tahsil İmkânı Sınırlı Krediler ve Diğer Alacaklar" olarak sınıflandırmadığından bahisle 5411 sayılı Kanun'un 146. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca her bir firma için 3.172,00-TL olmak üzere 22.204,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (Kurul) … tarih ve …sayılı kararının iptaline ve ödenen tutarın iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 22/12/2020 tarih ve E:2019/1304, K:2020/3764 sayılı kararıyla;
Dairelerinin 03/06/2014 tarih ve E:2009/2978, K:2014/2260 sayılı kısmen davanın reddi, kısmen dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının iptale ilişkin kısmına yönelik olarak davalı idare tarafından yapılan temyiz isteminin kabul edilerek Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 13/04/2017 tarih ve E:2014/4815, K:2017/1635 sayılı kararı ile;
"... davacı Banka nezdinde gerçekleştirilen denetim sonucu düzenlenen raporda, Bankanın 8 müşterisine kullandırdığı kredilere ilişkin anapara ve faiz ödemelerinde 30 günden fazla gecikme olmasına rağmen bu kredilerin yukarıda anılan Yönetmelik uyarınca ikinci grupta izlenmesi gerekirken birinci grupta izlenmeye devam edildiği ve bunlarla ilgili olarak ayrılması gereken genel karşılık tutarının 6.186,16-TL eksik hesaplandığı, yine Bankanın 7 müşterisine kullandırılan kredilerle ilgili alacakların tahsili konusunda Bankaca icra takipleri başlatılmasına rağmen bu kredilerin sınıflandırılmasının da Yönetmeliğe uygun olmadığı ve bu kredilerle ilgili ayrılması gereken özel karşılık tutarı olan 613.712,40-TL'nin de ayrılmadığı hususlarına yer verilmesi üzerine, davacı Banka'ya ikinci grupta izlenmesi gereken kredilere ilişkin olarak 5411 sayılı Kanun'un 148/b bendi uyarınca 2008 yılında geçerli idarî para cezası olan 6.344,00-TL, diğer kredilere ilişkin olarak ise, Kanun'un 146. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca anılan maddenin ikinci fıkrası dikkate alınarak her bir kredi müşterisi için 2008 yılında geçerli 6.344,00-TL'lık idarî para cezasının yarısı olan 3.172,00-TL olmak üzere toplam 22.204,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
5411 sayılı Yasa'nın 53. maddesinde, bankaların, kredilerle ilgili olarak, doğmuş veya doğması muhtemel zararların karşılanması için yeterli düzeyde karşılık ayırmak zorunda oldukları kurala bağlanmış ve 146. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde de ayrılması gereken karşılıkların ayrılmaması hâli idari para cezasını gerektiren eylemler arasında sayılmıştır.
Olayda, davacı Banka nezdinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen rapor uyarınca davalı idarece kesilen para cezasının, mevzuata uygun olarak karşılık ayrılmamış her bir kredi müşterisi için ayrı ayrı hesaplamasına engel bir durum olmadığı gibi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 15. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, aynı kabahatin birden fazla işlenmesi hâlinde her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı idarî para cezası verileceği düzenlemesi de zaten bunu gerektirmektedir. Aksi düşünce, bankalara Yasa'da düzenlenen para cezasının tespit sayısı kadar kesilmesi sonucunu doğuracaktır ki, bu durumun hakkaniyetle bağdaşmayacağı açıktır.
Diğer taraftan, Daire kararının, 5411 sayılı Yasa'nın 148. maddesinin (b) bendinde yer alan düzenlemenin 5411 sayılı Yasa'da belirtilmeyen kabahatlerin işlenmesi durumunda uygulanabilecek bir madde olup, ayrılacak genel ve özel karşıklıklara ilişkin olarak Yasa'nın 53. maddesinde ve bu maddeye aykırılık hâlinde uygulanacak idarî para cezasına ilişkin olarak 146. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde düzenleme yapıldığından, olayda Yasa'nın 148. maddesinin (b) fıkrasının uygulanmasına imkân bulunmadığına ilişkin gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, Dairece Yasa'nın 148. maddesinin (b) fıkrası uyarınca kesilen idari para cezasının 146. maddeye göre yeniden hesaplanarak hüküm kurulmasında da hukuki isabet bulunmamaktadır." gerekçesiyle Dairelerinin anılan kararının iptale ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştayda temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun'un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kuralının yer aldığı;
Aktarılan Kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu Kurul kararının davacının 22.204,00-TL idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; kanuni mesnedi bulunmayan Savcılık görüşü esas alınarak davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu; verilen kararın kesinleştiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; dördüncü fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." hükmüne yer verilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 13/04/2017 tarih ve E:2014/4815, K:2017/1635 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın dava konusu Kurul kararının davacının …-TL idarî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmı yönünden yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 22/12/2020 tarih ve E:2019/1304, K:2020/3764 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi