Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/9465
Karar No: 2021/5992
Karar Tarihi: 02.11.2021

Danıştay 4. Daire 2019/9465 Esas 2021/5992 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9465
Karar No : 2021/5992


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av....
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Zeytincilik İmalat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılındaki bir kısım zırai ürün alışını borsaya tescil ettirmediğinden ve ilgili dönemde gelir vergisi tevkifatı yapmadığından bahisle tarh edilen 2010/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı adına, İstanbul Ticaret Borsasının yazdığı yazı ve eki beyannameler esas alınarak matrah belirlenmiş ve yazıda yer alan gayri safi tutarlar üzerinden %4 oranında (Ticaret borsalarında tescil etttirilerek satın alınanlar dışında kalanlar için) vergi tevkifatı hesaplanarak tarhiyatlar yapılmış ise de, İstanbul Ticaret Borsasının yazısında davacının 2010 yılında borsa dışında yapmış olduğu satışlar hakkında bilgi verildiği, ilgili yıllardaki zirai ürün alımları hakkında inceleme ve araştırma yapılmadığı; ilgili mevzuat hükümlere göre, zirai ürünlerin, çiftçilerden alınmaları durumunda satın alanların tevfikat yapmak zorunda olduğu, çiftçiler dışındakilerden satın alınması halinde ise ürünü satın alanların, bu ürünlerle ilgili gelir vergisi tevkifatının yapılmadığına kanaat getirmeleri halinde gelir vergisi tevkifatı yapmaları gerektiği dikkate alındığında, davacının zirai ürün alışlarının kimden yapıldığına, alımları üzerinden tevkifat yapılıp yapılmadığına ve mükerrer vergilendirmeye sebep olunup olunmadığına ilişkin herhangi bir araştırma ve incelemede bulunulmaksızın, eksik incelemeye dayanılarak yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplarla uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı düzenlenmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun vergi tevkifatı başlığı altında düzenlenen ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 94. maddesinin 1. fıkrasının 11. bendinde, çiftçilerden alınan zirai mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemelerden, havyanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için (2009/14592 sayılı BKK ile; Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için %1, bunların dışında kalanlar için %2); diğer zirai mahsuller için (2009/14592 sayılı BKK ile; Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan zirai mahsuller için %2, bunların dışında kalanlar için %4) tevkifat yapılacağı kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un "Vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11. maddesinin 5. fıkrasında ise; Maliye ve Gümrük Bakanlığının, zirai ürünlerin (işlenmiş olanlar dahil) alım ve satımına aracılık eden kuruluşlar ile Ticaret Borsalarını bu mahsullerin satın alınması sırasında yapılacak vergi tevkifatından müteselsilen sorumlu tutmaya, söz konusu ürünlerin satışı dolayısıyla yapılacak vergi tevkifatının hangi safhada yapılacağını her bir ürün için ayrı ayrı belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hükümler çerçevesinde, zirai ürünlerin alım bedelleri üzerinden yapılacak gelir vergisi tevkifatı konusunda uyulacak esasların düzenlendiği 15/09/1990 tarih ve 20636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 164 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde de, 5590 sayılı Kanuna göre kurulmuş olan Ticaret Borsalarında işlem gören zirai ürünlerin tescil ettirilerek çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan satın alınması halinde, Borsada tescil ettirilerek satın alınan zirai ürünler için satın alanların müteselsil sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre, zirai ürün satın alanların, söz konusu zirai ürünleri çiftçilerden almaları halinde yaptıkları ödemelerden ticaret borsalarında tescil ettirilmiş ise %2, tescil ettirilmemiş ise %4 oranında tevkifat yapmak zorunda oldukları, ticaret borsalarına tescil ettirilen zirai ürünleri çiftçi dışındakilerden satın almaları halinde ise, bu ürünler için müteselsilen sorumlu tutulamayacakları açıktır.
Dosyanın ve davacı hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı Vergi İnceleme Raporu'nun incelenmesinden; şirketin işlenmiş zeytin toptan ticareti faaliyeti ile iştigal ettiği, İstanbul Ticaret Borsasının ... tarih ve ... sayılı yazısı ile 2010 yılında 187.526,00 kg zirai ürünü (zeytin) borsa dışında 1.104.956,07 TL'ye sattığının ve bu alım satımların borsaya tescil ettirilmediğinin tespit edildiği, bunun üzerine şirketin 2010 yılı hesap ve işlemlerinin incelendiği, şirketin söz konusu alım satımlara ilişkin muhtasar beyannamelerinde herhangi bir bildirime, dolayısıyla tevkifat beyanına rastlanılmadığı, şirket temsilcisine firmanın faaliyet konusu, zirai ürün alım ve satımlarında borsa tescili yaptırılıp yaptırılmadığı ve tutanak ekinde yer verilen Borsa'ya geç tescil ettirilen satışlara ait listede belirtilen zirai ürünlerle ilgili olarak neden stopaj yapılmadığı sorulduğunda, şirket temsilcisinin "şirket hisselerinin ilgili yılda devir alındığını, Ticaret borsasına tescil bilgisi ve müşavir yönlendirmesi olmadığından, dönemi dışında ancak aynı yıl borsaya geç bildirim yapıldığını, Ticaret borsasının ilgili yılda cezalı uygulama yaptığını ve bu cezaların ilgili yılda ödendiğini, herhangi bir kastlarının bulunmadığını" beyan ettiği, söz konusu tespitler değerlendirildiğinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 1. fıkrasının 11. bendi uyarınca şirketin tescili olmayan alım satımları nedeniyle %4 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği saptanarak dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı şirketin 2010 yılında 187.526,00 kg zirai ürünü (zeytin) borsa dışında 1.104.956,07 TL'ye sattığı ve buna ilişkin alımlarını zamanında borsaya tescil ettirmediği sabit olup, her ne kadar dava dilekçesinde alış ve satış faturaları mukayese edildiğinde söz konusu alışların çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan yapıldığının anlaşılacağı iddia edilmiş ve Vergi Mahkemesince eksik incelemeye dayandığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiş ise de; yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca, satışı gerçekleştirilen zeytinlerin alımının çiftçi dışında kalan kişi ya da kurumlardan yapıldığı yönündeki iddiasını ispat külfeti kendisine ait olan davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu belgeler incelendiğinde, dosyaya bu iddiasını ispatlayıcı nitelikte herhangi bir bilgi veya belge sunamadığı anlaşıldığından, davacının zirai ürünleri çiftçilerden aldığının kabulü ile yaptığı ödemelerden tevkifat yapmak zorunda olduğu, dolayısıyla hakkında re'sen tarh nedeninin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca, davacının çiftçilerden aldığı zirai ürünler karşılığında yaptığı ödeme tutarı (alım bedeli) üzerinden tevkifat yapılması gerektiğinden bu bedel araştırılarak ve gerekirse ticaret borsasından kârlılık oranı sorularak, yani matrahın bulunuş şekli ve davacının diğer iddiaları yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle dava konusu tarhiyat tadil edilerek yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 02/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi