20. Ceza Dairesi 2017/6438 E. , 2018/1643 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki, Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2017 tarihli ve 2017/358 esas, 2017/234 sayılı kararın kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05/09/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
1-Sanık hakkında, 07/02/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 21/03/2016 tarihinde 2016/43256 soruşturma ve 2016/1074 karar no ile, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca "kamu davasının açılmasının ertelenmesine" karar verildiği ve kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
2-Şüpheli hakkında verilen denetimli serbestlik tedbirinin infazı amacıyla, Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce düzenlenen 10/05/2016 tarihli çağrı yazısı üzerine şüphelinin süresi içerisinde başvuru yaptığı, düzenlenen denetim planı kapsmaında şüphelinin 05/09/2016 tarihli görüşmeye gelmemesi üzerine Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce düzenlenen 10/10/2016 tarihinde tebliğ edilen uyarı yazısı üzerine, şüpheli 17/10/2016 tarihli görüşmeye gelmediği ve dosyasının kapatılarak 2/11/2016 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği,
3-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 10/02/2017 tarihli karar ile şüphelinin denetim tedbirinin infazı sırasında yükümlülüklerine uymadığı gerekçesi ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, 10/02/2017 tarihli, 2016/3631 sayılı iddianame ile TCK"nın 191/1, 4-a, 192/3, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi"nde kamu davası açıldığı,
4- Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 27/02/2017 tarihli, 2017/358 esas ve 2017/234 karar sayılı hükmü ile, "Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22.12.2015 tarih 2015/1717 esas 2015/33429 sayılı kararında da belirtildiği gibi denetimli serbestlik şube müdürlüğünce çıkartılan tebliğatlar her ne kadar tebliğat kanuna uygun ise de bu suç nedeniyle kanun koyucunun iradesine uygun nitelikte olmadığı, ayrıca adresine çıkratılan ilk tebligattan sonra “ önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı” ihtaratlı ikinci tebligatın çıkartılması gerekir. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda TCK 191. maddenin 4. fıkrasının a bendinde düzenlenen ISRAR şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla aşağıda hüküm fıkrasında belirtilen şekilde karar vermek gerekmiştir." gerekçe gösterilerek, davanın düşmesine karar verilmiş olup, söz konusu kararın temyiz edilmeden 29/03/2017 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
“1-Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan dolayı sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21/03/2016 tarihli ve 2016/43256 soruşturma, 2016/1074 karar sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesini müteakip erteleme kararının 08/04/2016 tarihinde tebliğini takiben 23/05/2016 tarihinde denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan çağrı yazısının tebliği ile başlayan denetimli serbestlik tedbirinin 05/09/2016 tarihinde ihlal edilmesi üzerine 10/10/2016 tarihinde uyarı yazısının tebliğine rağmen 17/10/2016 tarihinde denetimli serbestlik tedbirinin tekrar ihlal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/4-a maddesi uyarınca hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, ısrar şartının gerçekleşmesi nedeniyle sanık hakkındaki yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekirken kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde,
2-Kabul ve uygulamaya göre de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesinde "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, ...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8 maddesinde "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki hükme nazaran, Mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 14/09/2015 tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/02/2017 tarihli ve 2017/358 esas, 2017/234 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenmiştir.
KARAR;
Somut olayda ısrar koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla; ısrar şartının gerçekleşmesi nedeniyle sanık hakkındaki yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekirken kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Gaziosmanpaşa 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/07/2016 tarihli ve 2015/1127 esas, 2015/557 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurmamak üzere gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
27/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.