Abaküs Yazılım
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1246
Karar No: 2022/1214
Karar Tarihi: 01.08.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1246 Esas 2022/1214 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1246
KARAR NO : 2022/1214

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2021 (Dava) - 03/12/2021 (Ara Karar)
NUMARASI : 2021/721 Esas
DAVA : Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 29/07/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 01/08/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03/12/2021 tarihli, 2021/721 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
İhtiyati tedbir talep Edenler (davacılar ) vekili talep dilekçesinde özetle, davalılar tarafından davacılar aleyhine İzmir 4. İcra Dairesinin 2018/6515 Esas sayılı dosyasında bonoya dayalı icra takibine aşlandığını, takibe konu bononun kira sözleşmesi karşılığında düzenlendiğini ve teminat senedi olduğunu, bu nedenle icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemli açılan dava da öncelikle icra takibinin teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
"....Tüm dosya kapsamında takibe konu bonoda teminat senedi olduğuna dair açıklama bulunmadığı, davalının TTK 778 maddesi yollamasıyla aynı yasanın 687/1 maddesine göre bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğine dair iddianın yargılamayı gerektirdiği, davacının davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispata yarar delil ibraz edilmediğinden İİK 72/3 maddesinde talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine,..."şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati tedbir talep edenler (davacılar) vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bononun davalı ... ve Senedin Diğer Lehtarı ... Şti arasında kötü niyetli ciro edildiğine ilişkin dosyaya delillerini sunduklarını, ayrıca senedin teminat senedi olarak verildiğine ilişkin yazılı bir kira sözleşmesi bulunduğunu, davaya konu İzmir 4.İcra Dairesinin 2018/6515 Esas sayılı dosyası incelendiğinde takibe konan senedin arkasında ...'in imzası bulunmasına rağmen davalı ... tarafından bu şirket adına icra takip işlemleri başlatılmadığını, taraflar arasında gerçekten alacak verecek ilişkisi olmayıp yalnızca senedin tahsil edilmek amacı ile ciro yoluna başvurulduğunu gösterdiğini, mahkemece verilen ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ara kararın kaldırılarak teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Talep ise; icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, karar ihtiyati tedbir talep edenler (davacılar) vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda, davalı tarafından İzmir 4. İcra Dairesinin 2018/6515 sayılı dosyası ile 18/05/2018 tarihinde davacılar ... aleyhine 200.000,00 TL asıl alacak, 21.805,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 221.805,48 TL alacak için kambiyo senedine özgü cebri icra takibi başlatıldığı; davacıların ise borçlu olmadıkları gerekçesiyle eldeki davayı açtıkları, ihtiyati tedbir yoluyla davaya konu icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasının talep edildiği, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İİK'nın, " Menfi tesbit ve istirdat davaları" başlıklı 72. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, ..." şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, her ne kadar davacı vekili tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulması talep edilmiş ise de; eldeki davanın icra takibinden sonra açılmış olduğu, İİK 72/2 maddesi uyarınca ancak icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında talep üzerine koşulları mevcut ise alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulmasına karar verilebileceği; anılan maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, icra takibine başlandıktan sonra açılan menfi tespit davalarında ise tedbiren takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği belirtilmiştir.
Bu durumda; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ise de; somut olayda mahkemece İİK’nın m.72/3 hükmü gözetilerek tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekir.
Bu açıklamalara göre; icra takibine konu edilen keşidecisi davacı ..., lehtarı ... Şti, avalisti ... olan 01/04/2013 keşide tarihli, 200.000,00 TL bedelli bononun, lehtar tarafından davalı ...'ya ciro edildiği, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığı, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine hamil ... vekili tarafından ihtiyati tedbir talep eden davacılar aleyhine davaya konu icra takibinin 18/05/2018 tarihinde başlatıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde; "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu senedin kira sözleşmesi uyarınca davacılardan ... tarafından depozito için verilen teminat senedi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Takip konusu senedin teminat senedi olduğunu ispat görevi, ihtiyati tedbir isteyen davacılara aittir.
Dava konusu senet metninin incelenmesinden, senedin teminat senedi olduğuna dair senet metni üzerinde bir ibare bulunmadığı ve söz konusu senedin teminat senedi olduğuna dair taraflar arasında imzalanmış yazılı bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, dava dilekçesine eklenen kira sözleşmesinde takibe dayanak bononun açık bilgilerinin yer almadığı anlaşılmıştır.
6102 TTK'nun 687. Maddesi uyarınca senedin teminat senedi olduğuna dair defi, şahsi defi olup cirantaya karşı ileri sürülemeyecek olup, bunun istisnası cirantanında söz konusu senedi ciro ile devir alırken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi olup, somut olay bakımından ihtiyati tedbir talep eden davacılar, davalılardan ...'nın senedi taraflar arasındaki ilişkiyi bilerek kötü niyetli olarak aldığını ihtiyati tedbir talep tarihi itibariyle ispatlayamamışlardır.
Bu kapsamda ihtiyati tedbir talep edenlerin (davacıların)bu aşamada yaklaşık ispat külfetini yerine getirmedikleri, bu yönüyle ilk derece mahkemesince davalılardan ... yönünden takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmakla birlikte, diğer davalı lehtar ... Şti yönünden, anılan şirketin icra takibinde taraf sıfatı bulunmadığından, ihtiyati tedbir talep edenlerin tedbir taleplerinin hukuki yarar yokluğundan reddine dair karar vermek gerekirken, bu hususta değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıkalanan tüm maddi ve hukuki nedenlerden ötürü; yerel mahkeme kararının hukuki yararın dava şartı olması nedeniyle resen kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil olmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığı anlaşıldığından dairemizce ihtiyati tedbir talebi hakkında HMK'nun 353/1-b-2 madde gereğince yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep edenler (davacılar) vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03/12/2021 ara karar tarihli ve 2021/721 esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, HMK'nın 353. maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-İhtiyati tedbir isteyenler (davacılar) vekilinin takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin davalı ... yönünden yaklaşık ispat sağlanamadığından REDDİNE,
b)İhtiyati tedbir isteyenler (davacılar) vekilinin takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin davalı ... Şti yönünden HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
c-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına;
ç-İstinaf karar harcının talep halinde ihtiyati tedbir talep eden davacılara iadesine,
d-ihtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
e-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine ve ihtiyati tedbire ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
f-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK'nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
g-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK'nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 29/07/2022

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi