Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/697 Esas 2018/2581 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/697
Karar No: 2018/2581
Karar Tarihi: 03.04.2018

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/697 Esas 2018/2581 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı kooperatifin üyesi olan davalı borçlu, kooperatif aidatı borcu ve gecikme faizi nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldı. Davalı borçlu borca kısmen itiraz etti ve itiraz üzerine takip durduruldu. Davacı kooperatif, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulundu. Mahkeme, davalı borçlunun ödeme iddiasını ispat edemediğini ve uygulanan faizin genel kurul kararı ile belirlendiğini belirterek davanın kabulüne karar verdi ve %20 oranında icra inkar tazminatı hükmü verdi. Ancak Yargıtay, işlemiş faizin TBK'nın 120/2. maddesinde belirtilen üst sınırını aşmayacak şekilde hesaplanması gerektiği ve davanın kısmi itiraz davası olduğu için tüm miktar üzerinden icra inkar tazminatı hükmü verilmesinin yanlış olduğunu belirtti ve kararı bozdu. Davalının kooperatif kayıtlarında yer alan ödemenin kim tarafından yapıldığı ispatlanamadığından kararın bozulması gerektiği de belirtildi. Kararda Borçlar Kanunu'nun 120. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120/2. maddesi detaylı olarak açıklandı.
23. Hukuk Dairesi         2016/697 E.  ,  2018/2581 K.

    "İçtihat Metni"

    ......

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalının vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, kooperatife olan üyelik aidat ve ara ödemelerine dayalı borcu ve genel kurul kararı gereği işleyen %5 gecikme faizi borcu nedeniyle 13.03.2012 tarihinde aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca kısmen itiraz ettiğini, yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalı aleyhine %20 " den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, kooperatife olan borcundan mahsup edilmek üzere kiracısı tarafından 2010 yılında ATM" den 5.900,00 TL ve 6.900,00 TL yatırıldığını bu miktarın borcundan mahsup edilmeden bu miktar üzerinden %5 gecikme faizi uygulandığını, faiz oranının fahiş olduğunu, 07.10.2012 tarihli genel kurulda ana paranın ödenmesi koşuluyla gecikme faizinin %1 olarak yeniden hesaplandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın davacı kooperatifin üyesi olduğu, davalının ödeme iddiasının ispatlayamadığı, uygulanan faizin genel kurul kararı ile belirlendiğini ve genel kurul kararlarının iptalinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile alacak likit olduğu için %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    1- Dava, kooperatif aidat alacağının tahsiline ilişkin takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. mahkemece davanın kabulüne ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmıştır. TBK"nın 120. maddesi ve Borçlar Kanunu"nun uygulanmasına dair 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu"nun 7. maddesi yollaması ile somut olayda da uygulanması gereken 6098 sayılı TBK"nın 120/2. maddesinde akdi ilişkilerde istenebilecek temerrüt faizinin üst sınırının düzenlendiği, mahkemece söz konusu düzenlemeye göre işlemiş ve işleyecek faizin belirtilen üst sınırı aşmayacak şekilde hesaplanması hususu gözden kaçırılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    2- Davanın kısmen itiraz davası olduğu ve itiraz edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatı verilmesi gerektiği halde tüm miktar üzerinden icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    3- Davalı taraf, kooperatif kayıtlarında da yer alan 5.900,00TL ile 6.900,00TL ödemenin davalının kiracısı tarafından, davalı adına yapıldığını savunmuştur. Bu belirtilen ödemenin kooperatif tarafından kimin ödediği ispatlanamadığı gibi davalının iddiasının aksine kooperatifçe başka üye tarafından yatırıldığı da ispatlanamadığından, davalı tarafça yatırıldığı kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklandığı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    .../...
    S.2

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.