11. Hukuk Dairesi 2018/5239 E. , 2019/6088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/12/2016 tarih ve 2014/527 E. - 2016/397 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 17/05/2018 tarih ve 2017/1659 E. - 2018/566 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 05. sınıfta tescilli "SELECTRA" ibareli markasının bulunduğunu, davalı şirketin ise bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "SELECT" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa davalı şirketin başvurusuna konu ibare ile müvekkili markası arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğunu, başvuruda yer alan farklılığın iltibas tehlikesini ortadan kaldırmaya yeterli olmadığını ileri sürerek, YİDK"in 2014-M-13730 sayılı kararının iptaline, tescili halinde davalı şirket markasının 5. sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin “SELECT” asıl unsurlu tescilli markaların bulunduğunu, bu markalardan kaynaklanan müktesep hakka sahip olduğunu, ayrıca kapsamdaki ürünlerin tüketicilerinin de doktor ve eczacı gibi dikkatli tüketiciler olduğu nazara alındığında kurum kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacının itirazına mesnet markası ile dava konusu başvuru arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, markaların kapsamlarındaki malların da aynı/benzer oldukları, bu nedenlerle taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davalı şirketin önceki tarihli markaları var ise de bu markaların bazı tali unsurlardaki değişikliklerle yeniden tescilinin davacının itiraz etmesi üzerine engellenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2014-M-13730 sayılı kararının iptaline, davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK ve davalı şirket vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu başvuru ile itiraza mesnet marka arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğuna ilişkin mahkeme gereçesinin yerinde olduğu, ancak davalı şirket adına tescilli, 03,05,16. sınıf malları içeren 2005/27898 sayılı "SELECT" ibareli ve 2006/64120 sayılı "SELECT elegance" ibareli markaların bulunduğu, bu markaların da asli unsuru dava konusu başvuruda olduğu gibi "SELECT" ibaresi olduğu, yine başvuru kapsamında yer alan malların, bu markaların kapsamlarında da aynen yer aldığı, dava konusu başvuru ile önceki markaların tüketici nezdinde yarattığı izlenimi korumuş ve yanaşma niyeti ile hareket edilmediğinin anlaşıldığı, bu durumda, davalı şirketin 2006/64120 ve 2005/27898 sayılı markalarına dayalı olarak başvuru konusu ibare üzerinde müktesep hakkının bulunduğu gerekçesi ile davalı TPMK ve davalı şirket vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve katılma yoluyla davalı şirket vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan ve katılma yoluyla davalı şirketten ayrı ayrı alınmasına, 02/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.