11. Hukuk Dairesi 2019/3072 E. , 2019/6087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/12/2017 tarih ve 2016/1184-2017/1186 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, EGS Bank’ın müvekkili kuruma devredildiğini, davalının da devredilen bankanın bir dönem yöneticiliğini yaptığını, davalının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemde kanun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmeyip, gerçeğe aykırı bilanço ve kar-zarar cetveli düzenleyerek kanuna ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı davrandığı, suç teşkil eden fiillerle aldığı hatalı kararlar ve usulsüz kullandırdıkları krediler ve kaynaklar sebebiyle bankayı zarara uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla uğranılan 9.853,97 TL banka zararının 09.01.2002 tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ...’un yargılamanın devamı sırasında 16.12.2015 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/194 E. 2016/325 K. sayılı 15.03.2016 tarihli dosyasından verilen kararla mirasını kayıtsız şartsız reddettiklerinin tespit edildiği, Türk Medeni Kanunu’nun 612. maddesi ""En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir."" hükmünü haiz olduğu, bu hüküm nazara alındığında terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin yapılması gerektiği, nitekim davacı tarafından tarafından Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/16 tereke sayılı dosyasında terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini teminen açılan davanın derdest olduğu, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde ""iflas idaresi"" yerine ""tasfiye memuru"" ve ticaret mahkemesi yerine sulh hukuk mahkemesinin geçtiği, dolayısıyla davalı ..."a karşı açılan işbu davanın artık terekeye karşı yürütülen bir dava haline geldiği, Türk Medeni Kanunu’nun 612. maddesi ve Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün 52. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu, 6100 Sayılı HMK."nın 11. maddesi uyarınca mirastan doğan davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu, tüm bunlar nazara alındığında şahsi sorumluluğa ilişkin bu davanın terekeye karşı kayıt kabul davası olarak görülmesi gerektiği ve Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği ayrıca ölen ..."un son ikametgahının Urla olup, Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin kesin yetkili olduğu gerekçesi ile davanın dava şartı-görev yönünden usulden reddine mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın Urla Sulh Mahkmesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mahiyeti itibariyle yöneticinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davalının vefatı ve mirasçılarının tümünün mirası reddetmesi nedeniyle davalı terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyeti cihetine gidilmesinden dolayı dava kayıt kabul davası niteliğine dönüşmüştür. Bu durumda mahkemece taraf teşkili sağlanarak işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın terekenin tasfiyesi davası mahiyetinde olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.