15. Hukuk Dairesi 2017/120 E. , 2018/4661 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan proje bedeli alacağının tahsili istemiyle açılmış olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı belediyenin hizmet binasının proje müellifi olduğunu, mimari, elektrik, tesisat projeleri ile zemin etüdünün yapımı için 35.000,00 TL bedel ile anlaşıldığını, müvekkilinin edimini ifa etmesine rağmen davalının akdî ilişkiyi reddedip iş bedelini ödemediğini, yapı ruhsatında müvekkilinin imzasının bulunduğunu belirterek 35.000,00 TL proje bedelinin 02.11.2012 projenin sunulduğu tarihten işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiş, davalı vekili taraflar arasında ihaleye bağlı sözleşme bulunmadığını, yapı ruhsatında yüklenicinin ... Ltd. Şti. Olduğunu, yüklenici ile davacı arasındaki ilişkilerin davalıyı bağlamadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece “dava dışı ... A.Ş. ile ... Ltd. Şti. arasında imzalanan 14.03.2013 tarihli sözleşme içinde, ... Belediyesi Hizmet Binası"nın proje yapımı işi ile ilgili bir bilgi bulunmadığı halde, söz konusu projenin ekinde söz konusu binaya ait projelerinde bulunduğu, buradan hareketle sözleşmenin imzalandığı sırada projelerin yapılmış olduğu...” böylece akdî ilişkinin mevcut olduğu kabul edilerek, bilirkişi raporunda hesaplanan proje bedelinin tahsiline karar verilmiştir.
Davacının yanlar arasında kurulduğunu ileri sürdüğü akdî ilişki, TBK"nın 470 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiş bulunan Eser Sözleşmesi niteliğindedir. Eser sözleşmesi yazılı şekle tabi olmamakla birlikte, HMK"nın 200 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca, yanlar arasındaki akdî ilişkinin kurulmuş olduğunu davacı, yasal ve yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. HMK"nın 200/2 maddesi gereğince karşı tarafın açık onayı bulunmadıkça ve aynı
Yasa"nın 202. maddesi uyarınca yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgeye dayanılmış olmadıkça, akdî ilişkinin kurulmuş olduğunu tanık delili ile kanıtlayamaz. Eser sözleşmesi tam iki taraflı sözleşmelerden olup, sözleşmeden doğan talep haklarının sözleşmenin taraflarınca kullanılması veya sözleşmenin taraflarına yöneltilmesi gerekir. Sözleşmenin tarafı olmayan kişiden talepte bulunulabilmesi için geçerli bir borcun nakli, sözleşmenin tarafı olmayan kişinin talepte bulunabilmesi için de geçerli bir alacağın temliki sözleşmesinin bulunması gerekir.
Davacı vekili iş bedelini istemiş ise de, davalı savunmasında; davacı ile akdî ilişkisinin bulunmadığını, dava dışı, Aslancık şirketinin başka bir iş nedeniyle bu işi anahtar teslimi yapmayı yüklendiğini, edimlerinde dava dışı şirket tarafından yerine getirilip, bedelin ödeneceğini, bu sebeple akdî ilişki yokluğundan davanın reddini istemiş ve dava dışı şirketle yapılan üçlü protokolü, Aslancık şirketinin ... Ltd. Şti. ile yaptığı sözleşmeyi sunmuş olup, ayrıca yapı ruhsatında da yüklenici şirket olarak KSS ... Ltd. Şti."nin imzası bulunduğu anlaşıldığından bahse konu yapının yüklenicisinin ... Ltd. Şti. olduğu, sunulan protokol ve sözleşme dikkate alındığında davalıya husumet düşmeyeceği, ayrıca vekâletsiz iş görme hükümlerinin de uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davanın reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, usul ve yasaya aykırı bulunan kararın temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.