Esas No: 2018/5183
Karar No: 2019/5891
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5183 Esas 2019/5891 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ....... parsel sayılı 54127257 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacılar, ayrı ayrı ......1929 tarih 11 ve 12 Nisan 1930 tarih 6 numaralı tapuların çekişmeli taşınmaza uyduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro mahkemesinin 2007/21 E. - 37 K. sayılı kararı ile “orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verildiğinden tekrar karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2011/13999 E. - 12736 K. sayılı kararıyla; "İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 1 nolu fen bilirkişi krokisinde (A)=5324 m², (B)=3424 m² ve (C)=27.444 m² işaretli taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde olduğu saptandığına ve davacılar ...... ve ..."nın tutunduğu..... 929 tarih 11 ve 12 numaralı toplam 15.000 m² yüzölçümlü, sınırları sırasıyla ......kendi tarlası okuyan tapu kayıtlarının mevkii, sınırlar ve yüzölçüm bakımından taşınmazlara uyduğunun ispatlanamadığı” gerekçesiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacılar ..... ve ... vekili ile davacılar ... ve ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş, Dairemizin 2012/4901 E. - 6675 K. sayılı kararıyla “1) Davacılar ... ve ... vekilinin karar düzeltme istemi yönünden; mahkemece, dava konusu taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; davacılar .... ve ..., bilirkişi raporlarınada gösterilen (A), (B) ve (C) bölümlerine ilişkin olarak Teşrini evvel 929 tarih 11 ve 12 sıra nolu tapu kayıtlarına dayanmıştır. Davacıların dayandığı tapu kaydı, tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında mahallinde usulüne uygun şekilde uygulanmamış, çekişmeli taşınmazlara uyup uymadığı tespit edilmemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanunla sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanunla iadeye tâbi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece öncelikle dayanılan tapuların malikleri ile davacılar arasındaki akdi veya irsî ilişki sağlanmalı; tapular tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri araştırılmalı, revizyon görmüş iseler revizyon gördükleri kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kayıtlarına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edildikten sonra önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kayıtları değişebilir sınırları içerdiklerinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamları belirlenmeli; tapu kayıtları mahalline uyuyor ise, tapu kayıtlarının kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, taşınmazların dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı; taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Yukarıdaki yöntemle yapılacak araştırma sonucunda, dayanak tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uymadığının belirlenmesi halinde ise, dava konusu taşınmazlar ve etraflarını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita - kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası ile dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan .... (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası, hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/n maddesi ve eski tarihli memleket haritalarındaki yol, akan dere gibi belirlemeler dikkate alınarak değerlendirilmeli; Kadastro Mahkemesinin 2007/21-37 sayılı dosyası getirtilerek çekişmeli taşınmaz bölümlerinin bu dosyada davalı olup olmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2) Davacılar ... ve ..."nun temyiz istemi sehven incelenmediği anlaşıldığından, davacılar vekilinin temyiz istemi yönünden; davacılar ... ve ..., nisan 930 tarih 6 sıra nolu tapu kaydına dayanarak kadastro tesbitine itiraz davası açmışlardır. Mahkemece, dava açılan taşınmazın yüzölçümü 160030,276 m² olarak tesbit edilerek 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki; davacıların dayandığı tapu kaydı, tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında mahallinde usulüne uygun şekilde uygulanmamış, çekişmeli taşınmazlara uyup uymadığı tespit edilmemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanunla sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanunla iadeye tâbi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı yasada gösterilmiştir.
Mahkemece öncelikle dayanılan tapuların malikleri ile davacılar arasındaki akdi veya irsî ilişki sağlanmalı; tapular tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri araştırılmalı, revizyon görmüş iseler revizyon gördükleri kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kayıtlarına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edildikten sonra önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kayıtları değişebilir sınırları içerdiklerinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamları belirlenmeli; tapu kayıtları mahalline uyuyor ise tapu kayıtlarının kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, taşınmazların dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı; taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Yukarıdaki yöntemle yapılacak araştırma sonucunda dayanak tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazlara uymadığının belirlenmesi halinde ise, dava konusu taşınmazlar ve etraflarını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar - ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası ile dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan .... (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı; kadastro mahkemesi"nin 2007/21-37 sayılı dosyası getirtilerek çekişmeli taşınmaz bölümlerinin bu dosyada davalı olup olmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacıların davasının kabulüne, ....köyü, 143 ada 920 sayılı parselin fen bilirkişilerinin raporları ekindeki (ek-1) haritada (A) harfi ile gösterilen 23254.75 m² ve (B) harfi ile gösterilen 3004.88 m² ve (C) harfi ile gösterilen 125172.38 m² miktarlarındaki yerlere 143 adanın en son parsel sayıları müteselsilen verilerek; (A) ve (B) harfli yerlerin ... ve ... adlarına müştereken ve eşit hisseler oranında tapuya kayıt ve tescillerine, (C) harfli yerinde 1/5 hissesinin ...... adına tapuya kayıt ve tesciline ve 1/5 hissesinin ....adına tapuya kayıt ve tesciline, ve 1/5 hissesinin ... mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline ve 2/5 hissesinin ... adlarına tapuya kayıt ve tescillerine, (A, B, C) harfli yerlerin miktarlarının 143 ada 920 sayılı parsel miktarından düşülerek 143 ada 920 sayılı parsel miktarının bu şekilde düzeltilmesine, bu değişikliklerin pafta ve diğer fen evrakları üzerinde bu şekilde yapılmasına karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 2004 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.Mahkemece çekişmeli (A) ve (B) harfi ile gösterilen taşınmazların tapu kaydı kapsamında kaldığı, (C) harfi ile gösterilen taşınmazda ise davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle adlarına tesciline karar verilmiş ise de taşınmazların en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu belirlenmemiş, (A) ve (B) harfli taşınmazlara uygulanan tapu kaydının sınmırlarının sabit olmadığı ve taşınmmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 20/B ve 20/C maddelerinin tatbik edilmesi gerektiği düşünülmemiş, (C) harfi ile gösterilen taşınmaza uyan tapu kaydı bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş ve taşınmaza uyan tapu kaydı bulunmaması halinde taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde düzenlenen orman içi açıklık olan yerlerden sayılıp sayılmayacağı düşünülmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece, davacıların dayandıkları tapu kayıtları ilk tesis tarihinden itibaren tüm geldi ve gittleri ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilerek dosya arasına alınmalı, yine eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile 1952, 1976, 1985 ve 1989 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen.... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, davacıların dayandığı tapu kaydının 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısında hukukî kıymetinin olup olmadığı tartışılmalıdır. Şayet, orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde ise bu kez davacıların dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Bu cümleden hareketle; taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/B maddesi bağlamında öncelikle kapsam tayin edilerek taşınmazların kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeli, tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek sabit ve kesinleşmiş sınırdan başlamak koşulu ile kapsamı belirlenmeli, yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, taşınmazların tapu kaydı miktarı dışında kalan kısımlarının sınırındaki ormandan kazanıldığı kabul edilmeli, buna göre tapu kaydının kapsamı açıklandığı şekilde kesin olarak belirlenmelidir.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların tapu kaydı kapsamı dışında kaldıkları belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, çekişmeli (C) harfli taşınmazın tapu kaydı kapsamı dışında kalması halinde 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık vasfında olup olmayacağı da değerlendirilerek toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.