19. Hukuk Dairesi 2016/20361 E. , 2017/3895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılar hakkında başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları sonucu durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, takibe dayanak 08.07.2008 tarihli kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, dekontlardaki imzaların da müvekkiline ait bulunmadığını, alacak kesinleştirildikten sonra ipotekli takip yapılacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve icra takibi karşısında, itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı olup, davacının takibe konu ettiği 08.07.2008 tarihli kredi sözleşmesinin düzenlendiğini ve bu sözleşme uyarınca alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine, asıl alacağın (71.348,94) %40"ı olan 28.539,58 TL haksız icra tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.02.2014 tarihli 2013/17973 E. 2014/2695 K. Sayılı ilamı ile "Davacı bankanın; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlattığı icra takibi sebebi olarak, “08.07.2008 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi sözleşmesi, 28.06.2006 tarih ve 10486 yevmiye numaralı 80.000 TL bedelli ipotek akit tablosu, 01.05.2003 tarihli ve 3481 yevmiye numaralı 50.000 TL bedelli ipotek akit tablosu, ihtarname, banka kayıtları” gösterilmiştir. Dayanak gösterilen 08.07.2008 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi sözleşmesi aslında 06.06.2005 tarihli asıl kredi sözleşmesinin limit artırma tarihidir. 06.06.2005 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu durumda, Genel Nakdi ve Gayrinakdi kredi sözleşmesi bir bütün olarak değerlendilerek, davacı banka alacağının tespiti açısından konusunda uzman bilirkişilerden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bozulmasına" karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı ..."ün kefalet sorumluluğunun dava konusu uyuşmazlıkla ilgili kredi sözleşmesinde bulunmadığı, davacı banka tarafından mevcut borç tespit edilerek, alacağın ipotekli borçluların ipoteklerinin üst sınırı kapsamında talep edildiği, ipotek veren davalıların ipoteklerinin fekki bildirilinceye kadar süre ile geçerli olduğunun açıkca anlaşıldığı, 08/07/2008 tarihli kredi limit artırımının ve 06/06/2005 tarihli kredi sözleşmesinin bir bütün olarak değerlendirildiği gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibine dayanak olan ipotek belgesinde doğmuş ve doğacak her türlü borçların teminatı amacıyla 50.000 TL miktar üzerinden ipotek tesis edildiğinden mahkemece ipotek belgesindeki limit gözetilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.