1. Hukuk Dairesi 2019/114 E. , 2019/268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.09.2018 Salı günü saat 9.25"de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istekli olarak açılmış, 24.04.2014 tarihli celsede istek bedele hasredilmiştir.
Davacılar, davacı ..."ın davalılar...ve ..."tan faizle borç para aldığını ve anılan davalıların davacılar ve ailenin diğer üyeleri üzerindeki maddi-manevi baskı ve tehdidin etkisi ile dava konusu 39 ada 45 sayılı parseldeki 1/2"şer paylarını davalıların bilgisi ve talimatı ile diğer davalı ..."e t...at olarak ve geri almak şartı ile devrettiklerini, devirden kısa bir süre sonra da davalı ..."in taşınmazı diğer davalı ..."e aktardığını, bu temlikin muvazaalı olduğunu, taşınmazı iade etmediklerini ileri sürerek tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa şimdilik 10.000 TL"nin faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada taleplerini ıslah etmişlerdir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın inanç sözleşmesine dayalı olarak devredilmediğini, davacıların, taşınmazı kardeş olup birlikte ticaret yapan diğer davalılara sattığını, kendileri hazır olmadıkları için taşınmazın adına tescil edildiğini davalılar ..., ...ve ..., davacı taraf ile aralarında bir inanç sözleşmesi bulunmadığını, davacıların düştükleri zor durumdan ticaret yaptıkları kişileri şikayet ederek ve haklarında dava açarak kurtulmaya çalıştıklarını, davalı ..."in taşınmazı bedeli karşılığında diğer davalı ..."den satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taraflarca tanzim edilen 27.08.2012 tarihli sözleşme içeriğinin tarafları borç altına soktuğu, ancak dosyada sözleşmenin tarafı olan ..."in sözleşmede yazılı borçları eksiksiz olarak yerine getirdiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 39 ada 45 parsel sayılı taşınmazda davacılar ... ve ... 1/2"şer pay ile paydaş iken ..."ın payını 31.03.2010 tarihinde, ..."in payını ise 02.04.2010 tarihinde davalı ..."e satış suretiyle devrettiği ve tam malik olan Metin"in taşınmazı bilahare 26.08.2010 tarihinde davalı ..."e, adı geçenin de, dava tarihinden evvel, 26.07.2013 tarihinde dava dışı ...Tekstil ve ... Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti."ye aktardığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, inançlı işlem iddialarının 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ya da y... delili ile kanıtlanacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, anılan İçtihadı Birleştirme Kararının aradığı anlamda kayıt maliki ile davacılar arasında bağlayıcı anlamda bir yazılı delil bulunmamaktadır.
Ne var ki, davacıların müştekiler, davalılar ... ve ..."in ise sanıklar arasında yer aldığı tefecilik suçlamasıyla ilgili olarak yapılan hazırlık soruşturmasında ilk el konumunda bulunan ..."in tanık sıfatıyla verdiği 13.10.2011 tarihli savcılık ifadesinde; “... ve ..."u tanırım. ... arkadaşım olur. Şu an hatırlayamadığım bir tarihte yaklaşık bir yıl önce ... yanıma geldi. Bir dükkan ile bir ev satın aldığını ve benim üzerime geçici süreliğine devretmek istediğini söyledi. Ben de samimi arkadaşım olduğu için onu kırmadım ve kabul ettim. Yaklaşık 3-4 ay sonra gayrimenkulü ..."un kardeşi olan ..."a devrettim. Ben bu işlemlerden maddi olarak herhangi bir menfaat t... etmedim. Sadece arkadaşım olduğu için isteğini kabul ettim” şeklinde beyanda bulunmuş olup davalı ..."in imzasını taşıyan 27.08.2012 tarihli “sözleşmedir” başlıklı adi belge içeriğine göre de davacı ..., davalı ..."e 74.000 TL ödediğinde dava konusu taşınmazın iade edileceği kararlaştırılmıştır. Kaldı ki, davalılar ..., ... ve ... kardeş olup eldeki olay nedeni ile ...2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/324 Esas – 2014/195 Karar sayılı kararı ile tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmiş, ancak anılan karar henüz kesinleşmemiştir. Bir başka husus da 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı anlamında yazılı delil niteliğindeki belgenin akitten önce ya da sonra düzenlenmiş olmasının sonuca etkisi yoktur.
Tüm bu maddi olgular ve davalı ..."in beyanı değerlendirildiğinde esasen taşınmazın davalı ..."e temlik edildiği, ..."in isteği üzerine davalı ... adına tescil edildiği 27.08.2012 tarihli belgedeki bedel ödendiğinde de davacı tarafa iade edileceği açık olup esasen taraflar arasında inaçlı işl... bulunduğu mahkemenin de kabulündedir.
Hal böyle olunca, 27.08.2012 tarihli sözleşmede belirtilen bedelin davacılar tarafından ödenip ödenmediğinin açıklığa kavuşturulması, tümü ödenmiş ise tazminat isteğinin kabul edilmesi, tamamı ödenmemiş ise kalan miktar için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 97. maddesi de gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
Davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.