14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4700 Karar No: 2019/256 Karar Tarihi: 10.01.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4700 Esas 2019/256 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tapu tahsis belgesine dayanarak 1327 parsel sayılı taşınmazın 400 metrekarelik kısmının kendisine verildiğini iddia ederek, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açtı. Mahkeme davayı kabul ederek, davalıya ait 1147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 318 metrekarelik kısmının iptal edilerek davacı lehine kayıt ve tesciline karar verdi. Davalı vekili kararı temyiz etti ve Yargıtay, davacı lehine düzenlenen tapu tahsis belgesinin, 3194 sayılı kanunun uygulanması ile değişen 1147 ada 1 parsel sayılı taşınmaza gidip gitmediğini araştırılması gerektiğini, belirlenen hisse üzerinden düzenleme ortaklık payının kesilmesi ve kalan alanın 1147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın toplam alanına oranlanarak belirlenecek hissenin iptal edilmesi gerektiğine karar verdi. Kanun maddeleri olarak; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. Maddesi ve 2981 sayılı Yasa'nın 10/C-2 maddesi, tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için gereken koşulları belirtmektedir.
14. Hukuk Dairesi 2016/4700 E. , 2019/256 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.09.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, 1327 parsel sayılı taşınmazın 400 metrekarelik kısmının 03.07.1987 tarihli ve 3952 yevmiye numaralı tapu tahsis belgesi ile müvekkiline verildiğini, bedelinin ödendiğini iddia ederek, dava konusu taşınmazın hissesinin iptali ile davacı adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile, davalıya ait 1147 ada 1 parsel (eski 1327 parsel) sayılı taşınmazın davalı üzerine olan 318 metrekarelik kısmının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için; Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması, Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması, İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması, Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması, Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması, Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması. İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir, Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir. Somut olaya gelince; davacı taraf 1327 parsel sayılı taşınmazdaki şerhli ve kendisinde mevcut olan tapu tahsis belgesine dayanarak davayı açmış olup mahkemece gerekli araştırmalar yapılmıştır. Ancak dava devam ederken dava konusu parselde 3194 sayılı İmar Kanununun 18. Maddesinin uygulandığı ve 1147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu belirtilerek hüküm bu parsel üzerinden kurulmuştur. Değişen parsel numarasına göre gönderilen 1147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında davacı lehine değil "... oğlu ..." lehine 03.07.1987 tarihli 3958 yevmiye numaralı tahsis şerhi mevcuttur. Bu durumda mahkemece davacı lehine düzenlenen tapu tahsis belgesinin, 3194 sayılı kanunun uygulanması ile değişen 1147 ada 1 parsel sayılı taşınmaza gidip gitmediği araştırılmalı, bu taşınmaza gittiğinin anlaşılması halinde düzenleme ortaklık payı (DOP) kesildikten sonra kalan 318 metrekare alan, 1147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın toplam alanına oranlanarak belirlenecek hissenin iptalinine karar verilmelidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.