11. Hukuk Dairesi 2018/4429 E. , 2020/1338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 02/06/2016 gün ve 2016/259 - 2016/330 sayılı kararı düzeltilerek onayan Daire"nin 26/06/2018 gün ve 2016/11500 - 2018/4793 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin işlettiği eczanenin kurumlara ait hastaların getirdiği ilaç reçetelerine yapıştırılan ilaç kupürlerine ilişkin liste ve faturaların birinin koli içine konularak, birinin koli üzerine yapıştırılmak, birinin de ilgili kuruma verilmek üzere düzenlendiğini, ikisi müvekkiline, biri eşinin eczanesine ait bu tür toplam üç kolinin davalı ecza deposunun elemanı dava dışı ... tarafından Bursa SSK’na gönderilmek üzere teslim alındığını ve önce davalının ecza deposuna götürüldüğünü, ecza depolarının ilaç verdiği eczanelere kolaylık ve aynı zamanda promosyon düşüncesiyle bu tür yardım yaptıklarını, davalının cevabı ihtarda kolilerin taşındığını kabul ettiğini, 3 koliden büyükçe olan bir kolinin parasının hesaba yatmaması üzerine yaptıkları araştırma sonucunda Bursa SSK Bölge Müdürlüğüne teslim edilmediğini, diğer iki kolinin teslim edildiğinin öğrenildiğini ileri sürerek, müvekkiline ait kolinin karşılığı olan 182.271,22 TL tutarında oluşan zararın 16.06.2006 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, 182.271,22 TL"nin 06.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce faiz başlangıcı yönünden düzeltilerek onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 13/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, verilen taşıma hizmeti nedeniyle meydana gelen zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece daha önce verilen karar Daire’nin 2009/3079 – 2011/5345 sayılı ilamı ile, maddi olaya ilişkin uyuşmazlığın 6762 sayılı TTK’nın taşıma hukukuna ilişkin 762 vd. maddeleri uyarınca çözülmesi gerektiği, ayrıca davacı tarafın zararını SGK’dan tahsil edip edemeyeceğinin araştırılması gerektiği gerekçeleriyle bozulmuştur.
2- Somut olayda, davacı ve daha bir çok eczanenin kendi eczanelerinde sattığı ilaçları davalı... Ecza Deposundan satın aldıkları, bunun karşılığında davalı şirketin promosyon olarak, eczaneye ait reçeteleri ve ilaç kupürlerini koliler halinde Balıkesir’den Bursa SSK’ya götürdüğü, davaya konu olayda da, Mayıs- Haziran dönemine ait reçete ve ilaç kupürlerinin davalı şirkete ait araçla, Balıkesir’den Bursa SSK’ya gönderildiği, davacı tarafın üç koli teslim ettiğini, bunlardan büyük kolinin SSK’ya teslim edilmediğini ve bu yüzden 182.271 TL zarara uğradığını iddia ettiği, davalı şirketin ise iki koli teslim aldığını ve bunları adresine ulaştırdığını savunduğu anlaşılmaktadır.
3- Olaya uygulanacak olan 6762 sayılı TTK’nın eşya taşımaya ilişkin 768 vd. maddeleri uyarınca, kural olarak gönderenin, içerisinde “Taşınacak eşyanın cinsini, sıklet, istiap derecesi veya adedini, paket halinde iseler paketlere yazılı numaraları ve işaretleri ve ambalajın şekil ve vasfını” içeren hakikata uygun bir taşıma senedi düzenleyerek taşıyıcıya vermesi gerekir. Böyle bir belgenin hakikata uygun olmamasından doğan mesuliyet ise gönderene aittir. Taşıma senedindeki bilgiler karineten doğru kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatları (11. HD 12.11.2019 tarih ve 2018/1486 – 2019/7096; 22.05.2018 tarih ve 2016/11771 – 2018/3811; 10.05.2017 tarih ve 2016/1978 – 2017/2758) doğrultusunda, taşıma senedinin bulunmadığı hallerde, taşınacak olan eşyanın taşıyana teslim edildiğini ispat yükü gönderende olduğu gibi, koli/ambalaj içerisindeki eşyanın niteliği ve miktarının da gönderen tarafından ispatı gerekir. HMK 200 vd. uyarınca, tanıkla ispat sınırının üzerinde bulunan uyuşmazlıklar yönünden teslim olgusunun tanıkla ispatı mümkün değildir.
4- Somut olayda davacı, kendi eczanesi ve eşinin eczanesine ait üç koli evrakı Balıkesir’den Bursa SSK’ya götürmesi için davalı şirketin Mehmet Ümit Baygüven isimli işçisine verdiğini iddia etmektedir. Ancak, taşıma sözleşmesinin kurulması için zorunlu olmamakla birlikte, davacı tarafın davalı tarafa bir taşıma senedi ya da başka bir teslim tesellüm belgesi vermediği anlaşılmaktadır. Kaybolduğu ileri sürülen koli, davacı çalışanlarınca hiç gönderilmemiş olabileceği gibi, kolinin teslim edildiği SGK’da da kaybolmuş olabileceği gibi şüphesiz teslim olgusu ispat edilirse, davalı şirket elemanlarınca da kaybedilmiş olabilir. Davacı gönderen bir taşıma senedi düzenlemediğine göre, iki koli değil üç koli evrak teslim ettiğini yazılı olarak ispat yükü davacı tarafa aittir. Ancak davacı taraf böyle bir ispat vasıtası sunamamış ve iddiasını tanıkla ispata kalkışmış olup, yazılı ispat vasıtası aramak yerine mahkemece tanık beyanına dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
5- Gönderilen koli ve içeriği reçete ve ilaç kupürlerinin bir kısmının davacıya değil, davacının eşinin eczanesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Bir an için teslim olgusu yazılı olarak ispatlanmış olsa bile, kaybolan reçetelerin kime ait olduğu tasrih edilmeksizin ve davacı gerçek kişinin bizzat zarara uğrayıp uğramadığı tespit edilmeksizin davanın tümden kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
6- Taşıma ilişkisinde, olaya uygulanacak olan mülga 6762 sayılı TTK’nın 786. maddesi uyarınca, taşıyanın sorumluluğu, taşınan eşyanın değeriyle sınırlı olup, davacı tarafın gönderdiği koli içerisinde sadece itibari değeri bulunan ve başkalarının da işine yaraması mümkün olmayan, fiziken bir değeri bulunmayan teknik anlamda kağıttan maddeler (reçete, kupür) bulunmaktadır. O nedenle, bir an için üçüncü kolinin davalı çalışanına verildiği ispat edilse dahi, içinde ne miktarda hangi maddenin bulunduğu dahi bilinmeyen, bilinse bile taşıma hukukunda dolaylı zararların tahsili müessesesine yer verilmediğinden, kaybolan koli nedeniyle davalının sorumlu tutulması mümkün olmadığı halde davanın kabulüne karar verilmesi, öte yandan taşıma bir ücret karşılığı yapılmadığı (hatır taşıması) halde tazminattan indirim yapılmaması da doğru olmadığı halde davanın kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin karar düzeltme isteminin reddine dair Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyoruz.