19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/18431 Karar No: 2020/6253 Karar Tarihi: 10.06.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/18431 Esas 2020/6253 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkeme, 5607 Sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığı mahkum etti ve suçta kullanılan aracın iadesine karar verdi. Ancak aracın iadesi, müsadere davasının konusu olduğu için bozma kararıyla birlikte ortadan kalkacağı belirtilerek, temyiz konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından ayrı ayrı incelendi. Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmeyerek hüküm onandı. Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ise bozuldu. Çünkü, yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevi yerel mahkemeye ait olduğu belirtilerek, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılması gerektiği vurgulandı. Kararda, 5607 Sayılı Kanun'un 13. ve TCK'nin 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verilen nakil aracıyla ilgili detaylı açıklamalar ve AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ile Anayasa'nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca, sanık lehine hükümler içeren 7242 sayılı Kanun'un da kararda etkili olduğu belirtilerek
19. Ceza Dairesi 2019/18431 E. , 2020/6253 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel mahkemece, mahkumiyet hükmü ile birlikte nakilde kullanılan aracın 5607 sayılı Kanun"un 13. ve TCK"nin 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, nakil aracı hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, yasa yollarının tükenmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle; 1-Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin hükme yönelik incelemede; Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"nın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasa’nın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa"nın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasa’nın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.