23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1261 Karar No: 2018/2565 Karar Tarihi: 03.04.2018
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/1261 Esas 2018/2565 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/1261 E. , 2018/2565 K.
"İçtihat Metni"
.....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı kooperatif vekili Avukat ... gelmiş olup, tebligata rağmen duruşma talebinde bulunan davalı vekilinin gelmediği görüldü onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, taraflar arasında inşaat sözleşmesi ve sözleşmeden kaynaklanan imalata ilişkin teslim-tesellüm protokolü mevcut olduğu, sözleşmede belirlenen gecikme cezası için en son davaya konu 2. İcra Müdürlüğü"nün 2014/749 Esas sayılı dosyasında davalının borçlarının olmadığını belirterek itirazda bulunduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 25.02.2010 tarihli inşaat sözleşmesi ve sözleşmeden kaynaklana imalata ilişkin teslim teselsüm protokolünün imzalandığı, sözleşmenin 3/a ve b bentlerinde yapılacak işlerin ve sürelerinin belirlendiği, 7. maddede ise süresinde tamamlanmayan işlere ilişkin gecikme tazminatının ödeneceğinin kararlaştırıldığı, protokolde belirtilen hiçbir işe başlanmadığı, bu durumda TBK. 179. maddesi gereği sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi halinde alacaklının borcun ya da tazminatın ifasını talep edebileceği, alacak davasının haklı sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin, tapu devri taahhüdü içermeleri nedeniyle BK’nın 213 (TBK 237), MK’nın 706, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60. madde hükümleri gereğince bizzat tapu memuru huzurunda veya noter aracılığı ile düzenleme şeklinde yapılmaları geçerlik koşuludur. BK 12.madde (TBK 13.madde) uyarınca da kanunda şekle bağlı olarak yapılması gerektiği düzenlenen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de aynı şekle uyulmasında zorunluluk bulunmaktadır. .../...
S.2.
Somut olayda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ek olarak düzenlenen 25.02.2010 tarihli adi yazılı sözleşmede, asıl sözleşmedeki yükümlülüklere ek olarak yüklenici tarafından sözleşmeye aykırılık halinde cezai şart ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ek sözleşme kapsamında yapılan bu düzenlemenin tamamlayıcı yan hüküm niteliğinde değil, ek yükümlülük niteliğinde olması nedeniyle, şekil şartına uyulmaksızın yapılan adi yazılı ek sözleşmenin geçerli olduğundan bahsedilemez. Bu durumda, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak cezai şart da istenemeyecektir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin davanın reddi yerine yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekilli temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.