
Esas No: 2015/42630
Karar No: 2018/5438
Karar Tarihi: 09.05.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/42630 Esas 2018/5438 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, takibin dayanağının davalı tarafın alacaklı olduğu 16.10.2010 vade, 16.6.2010 keşide tarihli bonoyu ciro etmesinden kaynaklandığını, davalının ciroyu kabul ettiğini, ancak borcu olmadığını iddia ederek itiraz ettiğini, bu itirazın borcu sona erdirmeyeceğini ileri sürerek; itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının zamanaşımına uğramış bonoya alacağını dayandırarak yazılı delil başlangıcı olarak dosyaya sunmakta olduğunu, davacı ile hukuki bir ilişkisinin olmadığını, senedi kendisinden borç alan dava dışı şahıstan borcun tahsil edilmesi amacıyla cirolayarak 3. kişiye verdiğini, alacaklı olduğu halde borçlu durumuna düştüğünü, borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı ile davalı tarafından ciro edilen senede dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı temel ilişkiyi açıklayarak davalıya kredi kartı borcunu ödemesi nedeniyle senette yazılı olan 10.000,00 TL"yi borç olarak verdiğini iddia etmiş, davalı davacıdan borç almadığını savunmuş, mahkemece, davacının takibe konu senedin davalının aldığı borç paranın karşılığı olarak ciro ederek davacıya verdiği hususunu usulen ispatlayamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, tarafların tanık dinlenmesine açıkça muvafakatleri bulunmadığı belirtilerek tanıklar dinlenmemiş ise de, takibe dayanak bono zamanaşımına uğramış olup, HMK 202. maddesi hükmüne uygun olarak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgedir. Hal böyle olunca, davacının iddiasını HMK. 202 maddesi kapsamında her türlü delillerle ispatlayabileceği de gözetilerek tarafların tanık dahil tüm delilleri toplandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yönlerin göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.