16. Hukuk Dairesi 2016/6147 E. , 2019/2219 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Köyü çalışma alanında bulunan 162 ada 2, 31, 166 ada 13, 16, 26, 33, 46, 63, 68, 79, 96, 108, 167 ada 7, 174 ada 4, 176 ada 1, 4, 40, 44, 53, 76, 90, 95, 111, 114, 139, 178 ada 6, 9 parsel sayılı sırasıyla 2.829.69, 4.001.76, 3.481.90, 8.484.34, 1.033.73, 1.989.21, 2.187.38, 15.330.37, 1.612.06, 2.619.19, 1.522.09, 2.114.60, 6.312.89, 100.88, 1.759.60, 4.648.62, 1.410.97, 958.52, 1.670.25, 5.104.82, 3.733.62, 372.64, 684.26, 435.39, 2.371.42, 1.930,05 ve 913,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların müşterek muris... oğlu ...’dan intikal ettiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli karar Dairemizin 27.12.2013 tarih, 2013/13373-13618 Esas, Karar sayılı ilamı ile; “Yöntemine uygun şekilde kesin süre verilmeden keşif avansının süresinde ikmal edilmemesi nedeniyle verilen ret kararının isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., dava konusu taşınmazların babası... oğlu ...’dan intikal ettiği ve kendisinin de 1/3 miras payı olduğu iddiasıyla tapu iptali ve miras payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ..., dava konusu taşınmazların kök muris ....’dan intikal ettiğini ve .... adında iki mirasçısı olduğunu, dava konusu taşınmazların 1/2 hissesi ....’ye aitken ölümüyle tek mirasçısı olan ...mirasçılarının, dava konusu taşınmazlardaki hisselerini 26.01.1968 tarihli noter senediyle kendi babası .... oğlu ...’a sattığını, babası....’in kardeşleri olan ..."in paylarını da devraldığını, bu nedenle davacının dava konusu taşınmazlarda hiç bir hakkının bulunmadığını, dava konusu taşınmazlardan 166 ada 16 parseli ise babası...’in 23.02.1966 tarihli senetle üçüncü kişiden satın aldığını, 70 senedir zilyetliğin babası ....ve kendisinde olduğunu, buradan yıllar önce taraflar arasında taksim ve devrin yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların, tarafların kök murisi olan ... oğlu ..."a ait olduğunun dinlenen mahalli bilirkişi beyanından anlaşıldığı, ancak ....l"in 1937 yılında öldüğü ve öldüğü tarihten itibaren kök murisin oğlu ...."in kullanmaya başladığı, en az 70 seneden beri bir insan ömrünü aşacak şekilde uzun süreli fiili kullanımın olduğu ve bunun fiili taksime karine oluşturacağı, davacı ..."nın bu fiili kullanıma itiraz etmediği, mahalli bilirkişinin taksime ilişkin sadece duyumunun olmadığını beyan ettiği, taksimin olmadığına dair fiili kullanım karinesinin kesin delillerle çürütülemediği, keşifte de davacı tarafın tanık dinletmediği, tanıklarını hazır etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece, keşif tarihi usulünce tebligat çıkartılarak taraf tanıklarına bildirilmemiş, davalı tanık listesinde adı bulunan ... mahalli bilirkişi olarak dinlenmiş ve yetersiz beyanlarına itibar edilerek karar verilmiştir. Ayrıca davalı, 166 ada 16 parsel dışındaki diğer dava konusu taşınmazların kök muris ....’dan intikal ettiğini ve 1/2 hak sahibi ....mirasçılarının payının 26.01.1968 tarihli noter senediyle babası İsmail tarafından satın alındığını iddia ettiğine göre, taksim olgusunun ancak bu tarihten sonrası için düşünülebileceği, bu tarihten tespit tarihine kadar da insan ömrünü aşan zilyetlikten bahsedilemeyeceği, dolayısıyla taksim karinesine dayanılamayacağı göz önünde bulundurulmamıştır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece öncelikle kök muris...’ın verasete esas nüfus kayıtları dosya içerisine getirtilmeli, bundan sonra taraf tanık listelerinde isimleri yer alan kişiler dışında, dava konusu taşınmazları iyi bilen, yaşlı, tarafsız, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif tarihi bu kişilere usulünce tebligat yapılarak bildirilmeli, yapılacak keşifte, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmazların kime ait olduğu, kök muris...’dan mı yoksa oğlu ...’dan mı intikal ettiği, ...’dan intikal ediyor ise... mirasçısı Hayriye"nin payının mirasçıları tarafından davalının babası İsmail oğlu ...’a devredilip devredilmediği, ... oğlu ...’un diğer çocukları olan davacı ... ve Melek’in kendi paylarını kardeşleri olan davalının babası İsmail’e devredip etmedikleri, devrettilerse ne zaman ne şekilde devredildiği, çekişmeli 166 ada 16 parsel sayılı taşınmazın gerçekten davalının iddia ettiği gibi üçüncü kişiden satın alınıp alınmadığı, taşınmazların hangi tarihten beri, kim tarafından, ne şekilde zilyet edildiği olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, davalının sunduğu 26.01.1968 ve 23.02.1966 tarihli senetlerde yer alan hudutlar tek tek sorulmak suretiyle kapsamları belirlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana neden üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde açıklanmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.