19. Ceza Dairesi 2019/14811 E. , 2020/6241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"nın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasa’nın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa"nın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasa’nın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık ... hakkında 27/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/986 E. ve 2015/634 K. sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 10/06/2020 tarihinde bozulmasına karar verilmesi,
Yine sanık ... hakkında 12/05/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Tarsus 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2015/208 E. ve 2015/408 K. sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 10/06/2020 tarihinde bozulmasına karar verilmesi,
Yine sanık ... hakkında 18/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 02/06/2016 tarih ve 2013/958 Esas, 2016/635 Karar sayılı mahkumiyet hükmüne ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/356434 Tebliğname numarasında kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyaların âkıbeti araştırılarak, mümkün olması hâlinde getirtilip incelenerek ve birleştirilerek, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanık ..."nın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
3-Sanık ..."ye ek savunma hakkı tanınmadan TCK"nin 58. maddesinin uygulanması suretiyle CMK"nin 226/2. maddesine aykırı davranılması,
4-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
5-Suç tarihi itibarıyla suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu"nun davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
6-Müsaderesine yer olmadığına karar verilen nakil aracının kayıtlarındaki şerhin hükümle birlikte kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken hüküm kesinleştiğinde kaldırılmasına karar verilmesi,
7-Sigaraların gümrük kaçağı olduğuna ve KEMT varakasındaki değere ilişkin sanıkların itirazı bulunmadığı hâlde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sebep olmadıkları yargılama giderinin sanıklara yükletilmesi,
Kabule göre ise;
Sanık ... hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezası için TCK"nin 58. maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı hâlde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken hiçbir ayrım yapılmaksızın sanık ..."nin cezasının TCK"nin 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.