23. Ceza Dairesi 2016/12014 E. , 2016/9133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hileli iflas
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 161/1, 62 ve 53. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, temsile yetkili olduğu ... Plastik ...San. ve Tic. Ltd. şirketinin 21/11/2007 tarihinde ...2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin yürütüldüğü ...1. İcra Müdürlüğü tarafından şirkete ait, iflas karar tarihinden önceki 3 yıla ilişkin defter ve belgelerin ibrazı istenilmesine rağmen, sanığın şirkete ait mal varlığını azaltıcı işlemleri gizleme amacı ile defter ve belgeleri ibraz etmediği, sanığın bu surette hileli iflas suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda ;
Türk Ticaret Kanunun"un 66 ve devamı maddelerine göre tacirler bir kısım defterleri tutmak zorunda olup, bir ticari işletmenin ne kadar kar veya zarar yaptığı, aktif veya pasifinin ne olduğu, kurmaca işlemlerle mal varlığını kaçırıp kaçırmadığının tespitinin ancak ticari defter ve belgelerin incelenmesi ile mümkün olması nedeniyle hileli iflas suçu açısından ticari defter ve belgelerin öneminin büyük olduğu, bu nedenle tacirlerin basiretli bir tacir gibi davranarak defter ve belgeleri muntazam şekilde tutması veya tutturması gerekmekte olup, sırf ticari defter ve belgeleri ibraz etmemenin hileli iflas suçunu tek başına oluşturmayacağı kabul edilmek ile birlikte, şirket temsilcisi olan sanıklarında defter ve belgeleri neden ibraz etmediği hususunda, hayatın olağan akışına uygun şekilde, kabul edilebilir bir gerekçe ile izahta bulunmaları gerekmekte olup, bu şekilde bir açıklama yapmaksızın soyut olarak defter ve belgeleri neden ibraz edemediğini açıklayamayan sanıklar açısından suçun oluşacağı, defter ve belgeleri neden ibraz edemediği hususunda hayatın olağan akışına uygun izahta bulunan sanıklar açısından ise suçun oluşmayacağı kabul edilmekle, bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın ibrazı istenmesine rağmen sadece 2003 yılına ilişkin defter ve belgeleri ibraz ettiği, bunun dışında bir defter ve belge ibraz edemediği gibi, ibraz edememe nedeni konusunda somut bir nedende gösteremediği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, hileli iflas suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkartılarak yerine “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/10/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.