19. Hukuk Dairesi 2016/7121 E. , 2017/3864 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vek. Av.... ile davalı vek. Av. ...in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 26.02.2007 tarihli protokol ve 02.08.2007 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, protokol uyarınca müvekkili tarafından davalı şirkete 300.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubu verildiğini ve müvekkiline ait istasyon üzerinde davalıya 15 yıl süreli intifa hakkı tanındığını, müvekkilinin 02.08.2012 tarihinde sona erecek bayilik sözleşmesini yenilememe kararını 01.08.2012 tarihli ihtarname ile davalı şirkete bildirdiğini, davalı şirketin teminat mektubunu iade etmediğini, protokol gereğince davalının müvekkiline bir kısım ödemeler yapacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin davalıdan bayilik ilişkisi nedeniyle 230.000,00 TL işletme kredisi ve 380.000,00 TL hizmet bedeli aldığını, hizmet bedelinin geri ödemesi olmadığını, 230.000,00 TL"nin geri ödemesinin yapıldığını, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını ileri sürerek müvekkilinin teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkete 380.000,00 TL kredi verdiğini, bu kredinin hizmet bedeline dönüştürüldüğünü ve davacıdan geri alınmadığını, davacı şirkete 230.000,00 TL tutarında akaryakıt verildiğini, 380.000,00 TL bedelli yatırımın 15 yıl birlikte çalışma karşılığı olarak yapıldığını, davacının müvekkili ile 5 yıl çalıştığını, 10 yıla tekabül eden yatırım tutarında davacı şirketin sebepsiz zenginleştiğini, teminat mektubunun bedelsiz olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresinin 02/08/2012 tarihinde dolduğu ve davacı tarafından bu sürenin sonunda sözleşmenin feshedildiği, ancak davalı yararına intifa hakkının 07/03/2007 tarihinde tanındığı ve 15 yıllık sürenin 07/03/2022 tarihinde dolacağı, 26/02/2007 tarihli protokolün 11. maddesi uyarınca akaryakıt istasyonunda yapılacak yatırım nedeni ile davalı tarafından davacıya 380.000,00 TL lik kredinin verildiği, Protokolün 12. maddesinde de davalının ayrıca davacıya 380.000,00 TL hizmet bedeli ödeyeceği ve davacı tarafından davalıya 380.000,00 TL bedelli hizmet bedeli faturası kesileceğinin belirtildiği, 13. maddede ise, davacı bayiye 11.madde uyarınca ödenen işletme kredisinin davacı tarafından davalıya geri ödenmesi ile ve davalının ayrıca 12. madde uyarınca davacıya ayrıca ödeyeceği hizmet bedeli aynı miktarlarda olduğundan hizmet bedeli faturasının davalıya teslim edilmesi ile protokolün 11. ve 12. maddesinden doğan alacağın karşılıklı olarak sükut edileceğinin belirtildiği, protokol kapsamında davalı tarafından davacıya ödenen 380.000,00 TL lik kredinin geri ödemesinin davacı tarafça yapılmadığı, yine 12. madde kapsamında davalı tarafından ayrıca hizmet bedeli olarak ödenecek 380.000,00 TL nin de ödenmediği ve 13. madde uyarınca davacının davalıya ödediği 380.000,00 TL lik kredinin davacı tarafından kesilen hizmet bedeli faturası ile hizmet bedeline dönüştürüldüğü, taraflar arasında ödendiği konusunda uyuşmazlığın olmadığı 380.000,00 TL nin bu sözleşmenin intifa süresi boyunca yenilenerek devam edeceği iradesi ile davalı tarafından davacıya ödendiği ancak sözleşmenin 5 yılın sonunda sona erdirildiği geri kalan 10 yıla tekabül eden miktar bakımından davacının sebepsiz yere zenginleştiği 15 yıl için ödenen 380.000,00 TL den karşılıksız kalan 10 yıllık süreye tekabül eden miktarının 214.689,30 TL tutarında olduğu, dolayısıyla davalının davacıdan 214.689,30 TL alacaklı bulunduğu, davacı tarafından davalıya verilen 300.000,00 TL lik teminat mektubundan davalının 214.689,30 TL alacağı tenzil edildiğinde kalan miktarın 85.310,70 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davacının davalıya 85.310,70 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 11., 12. ve 13. maddeleri karşısında somut olayda davanın tümden kabulü gerekirken belirtilen sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.