19. Hukuk Dairesi 2016/7151 E. , 2017/3862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait aracın şoförlüğünü yaptığı sırada araca verdiği zarar nedeniyle 35.000,00 TL. bedelli senedi davalıya verdiğini, davalının senedin para biriminde tahrifat yapıp USD"ye dönüştürerek 35.000,00 USD tutara dayalı şekilde müvekkili aleyhine icra takibine konu yaptığını, bu konuda Cumhuriyet Savcılığına da suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitiyle takibin iptaline ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu senetle ilgili müvekkilinin yargılandığı ceza davasında senet üzerinde tahrifat saptanmış ise de borç tutarının 35.000,00 TL. bulunduğu olgusunun değişmediği ve davacı yanın bu tutardan sorumlu olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davaya konu edilen senetle ilgili davalı lehdarın sanık sıfatıyla yargılandığı ceza davasında ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin kesinleşen ilamıyla bononun para biriminin TL iken USD"ye dönüştürüldüğü böylece resmi evrakta sahtecilik suçunun oluştuğu gerekçesiyle mahkumiyet kararı verildiği, bu durumda artık davacının senetten dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne, davaya konu 35.000,00 USD bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalı yanın takip başlatmakta kötüniyetli olduğu gerekçesiyle takibe konu asıl alacak tutarının %40"ına tekabül eden 18.387,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2014/5287 E., 2014/8142 K. sayılı ve 30.04.2014 tarihli bozma ilamında ""Uyuşmazlığa konu edilen bono üzerinde tahrifat yapıldığı iddiası ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin kesinleşen ilamıyla saptanmış olup, bu durum karşısında bononun tahrifatsız haliyle 35.000 TL. miktar üzerinden geçerli olduğu gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir." denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, takibe konu senedin 30/05/2000 tarihinde 30/06/2000 vade tarihli ve 35.000 eski TL olarak tahrifat öncesi düzenlendiği ve günümüz TL sinde değerinin yeni TL ile 0,35 kuruş olduğu, vade tarihi olan 30/06/2000 tarihinden takip tarihi olan 24/04/2003 tarihine kadar 5.744.795 eski TL (yeni 5.74 TL) işlemiş faiz yönünden borçlu olduğu, davacının davalıya toplam 6,09 yeni TL yönünden borçlu olduğu, ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2003/1404 takip sayılı dosyasında bu miktar dışındaki alacaklar yönünden ise borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, borçlu olmadığı tespit edilen asıl alacağın %40"ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde bozma gereklerine uygun hüküm kurulmadığı görülmüştür. Zira hükmüne uyulan bozma kararında özetle "Uyuşmazlığa konu edilen bono üzerinde tahrifat yapıldığı iddiası ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin kesinleşen ilamıyla saptanmış olup, bu durum karşısında bononun tahrifatsız haliyle 35.000 TL. miktar üzerinden geçerli olduğu gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir." denilmiştir. Bozmaya uyulmakla bir taraf lehine diğer taraf aleyhine usuli kazanılmış hak oluşur. Mahkemece bu ilke gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/05/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin para birimi TL iken 5083 sayılı kanun ile 01.01.2005 tarihinden itibaren YTL olmuş ve değişim oranı da 1000.000,00 TL=1.00 YTL olarak belirlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin para birimi olan Yeni Türk Lirası (YTL)’nda yer alan Yeni ibaresi ise Bakanlar Kurulu’nun 2007/11963 sayılı ve 04.04.2007 tarihli kararı ile ve 01.01.2009 tarihi itibariyle kaldırılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin para birimi YTL’ye eş değer TL olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti para birimiyle düzenlenen bonolarda yazan Türk Lirası (TL) ibaresi değerlendirilirken bononun ihdas tarihine bakılır. Buna göre, ihtas tarihi 01.01.2005’den önce olanlardaki TL Eski TL ve 01.01.2009’dan sonra olanlardaki TL YTL’ye eşdeğer TL olarak değerlendirilir.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu somut olaya gelirsek, dava konusu bononun ihdas tarihi 30.05.2000 olduğundan bu bonodaki ... Doları olarak tahrif edilen Türk Lirası ibaresi, Eski TL’dir.
Açıkladığım nedenle yerel mahkemece bozma sonrası verilen kararda hükmüne uyulan bozma kararına aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme kararı; ilgili para birimine atıf yapılırken 0,035 YTL’ye eşdeğer TL yerine 0,35 YTL’ye eşdeğer TL şeklinde yapılan ana para ve 0,057 YTL’ye eşdeğer TL yerine 5,74 YTL’ye eşdeğer TL şeklindeki işlemiş faiz hesap hataları ile 18.386,00 TL şeklinde yazılı kötüniyet tazminatının nasıl hesaplandığının karar yerinde gösterilmemesi bunun Eski TL mi yoksa YTL’ye eşdeğer TL mi olduğu da açıklanmayarak karışıklığa neden olunması yönlerinden bozulması gerekmektedir.
Bu nedenle saygıdeğer çoğunluğun farklı değerlendirmeye dayalı bozma kararına muhalifim. 17.05.2017