11. Hukuk Dairesi 2019/3556 E. , 2019/6054 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/12/2016 tarih ve 2015/383 E- 2016/443 K sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 10/05/2017 tarih ve 2017/446 - 2017/442 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar Dairemizce temyiz isteminin reddine karar verilmiş, davacı vekilince bu kez maddi hata düzeltilmesi isteminde bulunulmuş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2013/66369 sayılı ve “ŞÖLEN DİAMOND” ibareli marka başvurusuna, davalı şirketin 2002/20949, 2002/20610, 2003/10605, 2002/20947, 2010/60694, 2005/17042 sayılı "şekil", "ferrero şekil", "ferrero rocher şekil", "şekil", "ferrero rocher şekil", "şekil" ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın, Markalar Dairesince reddedilerek başvurularının devamına karar verildiğini, davalı şirketin bu ret kararına karşı itirazının ise TPMK YİDK"nın 2015/M-6139 sayılı kararı ile nihai olarak kabul edildiğini, oysa markalar arasında bir ayniyet bulunmadığını ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın 05.07.2015 tarih ve 2015/M-6139 sayılı kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, pralin şeklinin müvekkili tarafından ilk kez kullanıldığını ve müvekkili adına marka olarak tescilli olduğunu, Şölen Diamond ibaresinin markaların özellikle şekil unsurları arasındaki benzerliği ortadan kaldıracak mahiyette olmadığını, önceki tescil başvuruları ve hükümsüzlük davaları da dikkate alındığında davalının başvurusunun kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarının karıştırılma ihtimaline ilişkin tüm faktörler açısından yapılan değerlendirme neticesinde, genel kompozisyon olarak taraf markaları arasında benzerlik olsa da, bütünsel olarak bakıldığında tüketicinin hafızasında kalacak unsurun "DIAMOND" ifadesi olduğu ve davalıya ait "FERRERO ROCHER" ibaresi ile 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında bir benzerliğin bulunmadığı, pralin şeklin özel çikolatalarda yaygın olarak kullanıldığı, davacı yanın ürün etiketinin ise renk ve şekil olarak davalının sunumundan farklı olduğu, yine taraf markalarının işitsel olarak birbirinden farklı olduğu gibi, ürünün kutu içerisindeki dizilimi ve sunumu itibariyle de farklılık arz ettiği, ortalama tüketicinin iki marka arasındaki farkı derhal fark edebileceği, taraf markaları karıştırılacak kadar benzer olmadığından davalı markasının tanınmışlığının bir etkisi olmayacağı, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi şartlarının da oluşmadığı, kötüniyetin ispatlanamadığı, TPMK YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı TPMK YİDK"nın 05.07.2015 tarih ve 2015/M-6139 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraflar arasında kesinleşmiş mahkeme kararlarında tespit edildiği üzere, tarafların marka olarak kullanmak istediği şekillerin, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer bulunduğu, davalı şirket markalarının davacı başvurusunun kapsadığı tüm mallar bakımından tescil engeli oluşturduğu ve davacının marka tescil başvurusunda kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, davacı yanın "ŞÖLEN DIAMOND" ibareli marka tescil başvuruna karşı davalı tarafından yapılan itirazın TPMK YİDK tarafından nihai olarak kabulü nedeniyle TPMK YİDK"nın 05.07.2015 tarihli ve 2015/M-6139 sayılı kararının iptali istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında kesinleşmiş mahkeme kararları ile de tespit edildiği üzere, tarafların kullanmak istedikleri şekillerin 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu, davalı şirket markalarının davacının başvurusunun tüm mal/hizmetler bakımından tescil engeli oluşturduğu ve davacının marka tescil başvurusunda bulunmakta kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine dair kararına karşı davacı vekilince temyiz isteminde bulunulması üzerine; "...Davacı vekiline 25/05/2017 tarihinde gerekçeli karar tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından (araya 2017 yılı Ramazan Bayramı tatili girmiş olması sebebiyle) 28/06/2017 tarihinde temyiz harcı yatırılmış, ancak 29/06/2017 tarihinde UYAP üzerinden temyiz dilekçesini göndermiştir. 29/06/2017 tarihi itibariyle 1 aylık temyiz süresi geçmiş bulunmaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından temyiz harcı süresinde yatırılmış olsa da temyiz dilekçesinin kaydı temyiz süresi içinde yapılmamıştır. Bu durumda davacı vekili tarafından süresinde yapılmış bir temyiz istemi olmadığından temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir." şeklindeki temyiz isteminin reddine ilişkin Dairemiz kararı sonrasında davacı vekilince maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bunulmuştur. Dosya üzerinde UYAP marifetiyle yapılan tüm işlemlerin dökümü incelendiğinde davacı vekilinin süresi içerisinde temyiz isteminde bulunmuş olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulü ile öncelikle 05.02.2019 tarihli ve 2017/3669 E. - 2019/858 K. sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin Dairemiz kararının kaldırılmasına karar verilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi isteminin kabulü ile 05.02.2019 tarihli ve 2017/3669 E. - 2019/858 K. sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin Dairemiz kararının kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 218,50 TL temyiz başvuru harcı ile 44,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.