20. Hukuk Dairesi 2019/4564 E. , 2019/5859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ........ vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
398 parsel sayılı 3.150,30 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla davalılardan ...... adına tapuda kayıtlı olup üzerinde ""rezerve yapı alanıdır ve ormanla ilişkisi vardır ve .......intikal edecek hisse haciz"" şeklinde şerhler mevcuttur.
400 ve 402 parsel sayılı sırasıyla 1428,90 m² ve 385,75 m² yüzölçümündeki, taşınmazlar tarla vasfıyla davalılardan .....adına tapuda kayıtlı olup üzerilerinde ""rezerve yapı alanıdır ve ormanla ilişkisi vardır"" şerhleri mevcuttur.
404 parsel sayılı 3.161,83 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla davalılardan ... adına 3/20, ... adına 3/20 ve ..... adına 7/10 hisse ile tapuda kayıtlı olup üzerinde ""rezerve yapı alanıdır ve ormanla ilişkisi vardır ve 42 ilâ 45 nolu tapu kayıtları ile merhundur"" şeklinde şerhler mevcuttur.
Davacı ... Yönetimi vekili 19.09.2013 tarihli dava dilekçesi ile....... 398, 400, 402 ve 404 sayılı parsellerin bir kısmının kesinleşmiş Devlet ormanı içerisinde bulunduğunu, bu taşınmazların 2 pafta, 28, 29, 31 ve 32 sayılı parsellerin ifrazı sonucu oluştuğunu, davalı şirket tarafından..... Mahkemesinin 2008/180 Esasında açılan ormanla ilişkisi vardır şerhinin kaldırılması davasında dava konusu 398, 400, 402 ve 404 parsel sayılı taşınmazların orman olması dolasıyla davanın reddine karar verildiğini ve kararın 14.06.2010 tarihinde kesinleştiği iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesini talep etmiş, 16.06.2015 tarihli ıslah dilekçeleri ile dava dilekçelerinde maddi hata yaptıklarını, dava konusu taşınmazların tamamının Devlet ormanı niteliğinde olduğunu dava konusu 398, 400, 402 ve 404 parsel sayılı taşınmazların tamamının orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile;......köyünde kain 398, 400, 402 parsel sayılı taşınmazların davalılardan ...... adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline;.... kain 404 parsel sayılı taşınmazın davalılardan ... adına olan 3/20, ... adına olan 3/20 ve ..... adına olan 7/10 payının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm .........tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1940 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 21.01.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması henüz sınırlandırılması yapılmamış ormanların kadastrosu vardır
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar tapuda davalılar adına kayıtlıdır. Ancak, dava konusu 398 sayılı parsel üzerinde .....intikal edecek hissenin hacizli olduğu; dava konusu 404 sayılı parsel üzerinde 42 ilâ 45 nolu tapu kayıtları ile merhundur şerhinin bulunduğu yine dava konusu 398, 404, 400 ve 402 sayılı parseller üzerinde yapı rezerv alanıdır şerhlerinin mevcut olduğu görülmekle Orman Yönetimi, taşınmazın tapu kaydında şerh sahiplerine husumet yöneltmeden dava açmıştır. Mahkemece, şerh sahiplerinin davaya katılımı sağlanmaksızın, husumet yaygınlaştırılmadan yokluğunda dava görülüp sonuçlandırılmış olup, mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Taraf teşkili, davanın görülebilme koşullarından olup, mahkemece re"sen (kendiliğinden) yapılması gereken işlemlerdendir.
O halde, çekişmeli 398 sayılı parsel üzerinde .....intikal edecek hisse üzerindeki haciz alacaklısı; çekişmeli 404 sayılı parsel üzerinde 42 ilâ 45 nolu tapu kayıt malikleri ile 398, 404, 400 ve 402 sayılı parseller üzerinde yapı rezerv alanıdır şerhini koyan kurum belirlenip davaya katılımları sağlanarak husumet yaygınlaştırılmalı, tarafların ileri sürecekleri delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Kabule göre de, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince Orman Yönetiminin açtığı dava nedeniyle davalılar aleyhine yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Bu nedenlerle, belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılardan ...... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.