Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5698
Karar No: 2019/5858

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5698 Esas 2019/5858 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/5698 E.  ,  2019/5858 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı/davalı Hazine vekili, davalı/davacı ... ve ark. vekili ile asli müdahil ... tarafından ise katılma yoluyla temyizi istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; sınırlarını bildirdiği 35-40 dönümlük yerin tapulama tespiti sırasında fundalık çalılık olarak tespit harici bırakıldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, sözkonusu taşınmazın davalıların işgali altında olduğunu, davalıların nizalı yeri tel örgü ile çevirerek sahiplenmeye çalıştıklarını ve...... Mahkemesinde 1994/221 Esasla tescil davası açtıklarını, bilahare yetkisizlikle ...... Mahkemesine gelen dosyanın 1997/945 Esas no ile devam ettiğini, dosyada toplanan delillerin taşınmazın özel şahıs lehine tesciline uygun olmadığı, imar ihya ile kazanılamayacağı yönünde olduğunu, davalıların bu kez davayı müracaata bıraktıklarını belirterek taşınmaza davalıların müdahalesinin menine, taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline, üzerinde oluşturulan muhdesatların (masrafı davalıdan alınarak) kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalılar ..., ...,. ve ... vekilleri vermiş oldukları cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davaya konu edilen taşınmazdaki eklemeli, çekişmesiz, aralıksız zilyetliğin 60 yıldan fazla olduğunu, murisin bu yeri imar ve ihya ettiğini, adlarına tapuya tescili için aranan yasal şartların tümünün mevcut olduğunu, yerin orman sınırları içerisinde olmadığını, ...... mahallesi ve mevkii 771, 772, 773 ve 868 parsellerin batısı ile ..... yolu arasında ve kısmen de yolun batısında kaldığını, yaklaşık 40 dönüm miktarında olduğunu, bakımlı kapama zeytinlik olan bu yerden müvekkillerinin maksadına uygun biçimde yararlandıklarını, zilyetliklerine bu güne kadar kimse tarafından müdahale olmadığını belirterek davacının davasının reddine, mevki ve durumu belirtilen taşınmazın imar-ihya ve yeterli zilyetlik sebebiyle müvekkiller adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacı Hazine tarafından 29.03.2002 tarihli dilekçesinde yer alan davalılar aleyhine açılan men"i müdahale davasına ilişkin olarak 01.06.2009 (12.06.2009 havale) tarihli bilirkişi ....tarafından düzenlenen rapor içeriği ve ekli krokide yer alan.....mevkiinde 770-771-772 parsel batısında (A=4181,96 m2) taşınmazın (A2=2322,62 m2"lik) bölümü ile (B=11182,00 m2"lik), (C=3312,72 m2"lik), (D=3601,12 m2"lik) taşınmazın 5023, 5024, 5025 nolu orman sınır noktalarının teşkil ettiği kesinleşmiş orman sınır hattının doğusunda ve orman sınırları dışında kaldığından öncesi orman olmayan bu taşınmaza ilişkin olarak davanın kabulü ile, sözkonusu bu yerde davalı-karşı davacıların müdahalesinin men"ine, üzerindeki ağaçların masrafının davalı-karşı davacılardan alınmak suretiyle kaline, Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişi raporu ve krokinin eki sayılmasına,
    Davacı Hazine tarafından ...... açılan davanın tarafların pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle taraf sıfatı yokluğundan HMK 114/1-d, 115/2 maddesi uyarınca ayrı ayrı dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
    Aynı bilirkişi heyet raporunda ve krokisinde dava konusu (A) ile gösterilen taşınmazın (A1=1859,60 m2"lik) bölümü, 5023, 5024, 5025 nolu orman sınır noktalarını teşkil ettiği kesinleşmiş orman sınır hattının bitişik batısında ve orman sınırları içinde kaldığından ve orman olduğundan bu yönde karşı davacı-davalıların davasının reddine, ancak davacı Hazine ve dahili davalı müdahil Orman Yönetiminin bu yönde davasının kabulü ile, sözkonusu bölümün orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
    Muris ... mirasçıları müdahale talebinde bulunan davacılar... v.d tarafından açılan davanın davacı tarafın aktif taraf sıfatı bulunmadığından HMK"nın 114/2-d, 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı/davalı Hazine, davalı/davacı ... ve ark. vekili ile asli müdahil ... tarafından ise katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
    Dava tapusuz taşınmazın tescili ve el atmanın önlenmesi taleplerine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1975, 1984 ve 1993 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları vardır. Genel arazi kadastrosu 1956 yılında yapılmış, taşınmazlar tespit harici bırakılmıştır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyleki;
    Öncelikle 6360 sayılı Kanun gereğince dava konusu taşınmazların bulunduğu ..... tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldığından ..... ve çekişmeli taşınmazın sınırları içinde bulunduğu .... davaya dahil edilmeden davaya devamla hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. Mahkemece 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, davalı taşınmazın idari sınırları içinde bulunduğu ... Başkanlığı ve.... davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili oluşturulmalı delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
    Dava tapusuz taşınmazın tescili ve el atmanın önlenmesi taleplerine ilişkin olup ... ve Orman Yönetimi yasal hasım konumunda olup onlar yönünden pasif husumetten ret kararı verilmesi doğru değildir. Asli müdahil .... tarafından dosyaya sunulan tapu kaydı mahalline usulünce uygulanmamış ve dava onlar yönünden aktif husumetleri bulunmadığı gerekçesi ile ret edilmiş olup, dayanılan tapu kaydı dava konusu taşınmazlara usulünce uygulanmalı sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken usulden ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
    Mahkemece orman tahdidi dışında kalan dava konusu taşınmazlar üzerindeki ağaçların kal"ine karar verilmiş ise de hangi ağaçların kal"ine karar verildiği yazılmamıştır, kaldı ki taşınmazlar üzerinde yüz yaşına varan zeytin ağaçlarının olduğu ve dava tapusuz taşınmazların tescili istemine ilişkin olduğuna göre orman tahdit sınırları dışında kalan taşınmazlar belirlendikten sonra bu taşınmazlar ister Hazine adına isterse kişiler adına tescil edilsin kal kararı verilemez şayet taşınmazların Hazine adına tescil edilip ağaçların ise kişilere ait olduğu belirlenirse bu durumda da kal kararı değil, ağaçlar yönünden muhdesat şerhi verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Ayrıca Hazine dava dilekçesinde taşınmazların etrafına tel örgü çekildiğinden bahsetmiş olup mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamış olup, kal kararının çekilen tel örgüler yönünden verilip verilmeyeceği hususu değerlendirilmelidir.
    Ayrıca hükme dayanak yapılan ziraat ve orman bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazların genel eğiminden bahsedilmiş ise de eğimin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediği açıklanmamış, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ilişkin tutanaklar dosya arasına getirilmediğinden taşınmazların tahdit içinde olup olmadıkları denetlenememiştir. Bu nedenle mahkemece orman tahdit tutanakları getirilerek dava konusu taşınmazlara uygulanmalı tahdit içinde kalan kısımlar orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmeli, tahdit dışında kalan kısımlar yönünden ise zilyetlik araştırması yapılmalıdır. Bu durumda dava konusu taşınmazların imar durumları araştırılmalı imar planı içinde oldukları belirlenir ise imar planı içine alındıkları tarihten geriye doğru zilyetlik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalıdır. Yine mahkemece dava konusu taşınmazlar başında birçok kez keşif yapılmış olup ek raporlar ile birlikte sekiz adet ziraaat bilirkişi raporu alınmış olup raporlarda taşınmazların imar ihya edilip edilmediği husunda çelişkiler ortaya çıkmış olup bu çelişkiler giderilmeden hüküm kurulmuş olması ve Hazine adına tesciline karar verilen taşınmazların vasıflarının ne olduğunun yazılmaması da doğru olmamıştır.
    O halde mahkemece, öncelikle davada taraf olmayan......davaya dahil edilmeli, taraf teşkili sağlanmalı, husumet yaygınlaştırılmalı, açılan davaya karşı diyecekleri sorulmalı kendilerine savunma hakkı verilerek ileri sürecekleri yazılı delilleri toplanmalı; 1303 tarih 317 nolu tapu kaydının ilk tesisinden itibaren bütün tedavüllerinin, plan, harita ve krokilerinin, ifraz görmüşler ise ifraz haritalarının, ilk tesisi mahkeme ilamına dayanıyorsa ilam örneği ile haritasının; kadastro sırasında revizyon görmüş ise revizyon gördükleri taşınmazlara ait kadastro tutanak örneklerinin, tedavüller sırasında kayıtların yüzölçümü ve sınırlarında değişiklik olmuşsa sebebinin açıklanarak buna ilişkin belgelerin onaylı örnekleri okunaklı ve tapu geldi gittileri bilgisayar çıktılı olmak şartıyla denetime elverişli olacak şekilde dosya içine alınmalı; çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1975, 1984 ve 1993 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulama çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile dava konusu taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri; varsa imar durumuna ilişkin çalışmalar dosya içine alındıktan sonra önceki bilirkişiler dışında halen ......ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan ve bir ziraat mühendisinden oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına göre Orman Kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde uygulaması ve 22/a çalışması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde ve 22/a çalışma haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek dava konusu taşınmazlardan tahdit içinde kalanlar orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmelidir.
    Dava konusu taşınmazların ait olduğu ileri sürülen 1303 tarih 317 nolu tapu kaydı mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, ilk tesisi mahkeme ilamına dayanıyorsa ilam örneği ile haritasının uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek kayıtlar mahalline uyuyor ise kayıtların kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişileri tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, kayıt malikleri ile bu kayıtlara dayanan kişiler arasında akdi veya irsi irtibat bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kayıtlarının .... ve ..... sayılı kanunlar kapsamında hukuki değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı sonucuna göre karar verilmelidir.
    Tahdit dışında kalan taşınmazlar yönünden zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenebilmesi için keşif sırasında, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, teknik bilirkişilerin huzurunda dinlenmeli, yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, önceki raporlar arasındaki çelişki giderilerek taşınmazlar üzerinde bulunan aşılı ve mahsuldar zeytinler ile yabani zeytinlerin bulunduğu alanlar ayrı ayrı belirlenerek, delicelerin aşılanma tarihleri tespit edilmek suretiyle gerçek kişiler yararına imar ve ihya ile kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın eğimi klizimetre ile ölçülmeli yine topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40; kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir hükmü gereğince davalının belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine
    dayalı olarak açtığı bir başka tescil davalarının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli şayet yasal sınırların geçildiği anlaşılırsa dava konusu taşınmaz yönünden davanın tarafı gerçek kişilere tercih hakkı tanınmalı tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı/davalı Hazine vekili, davalı/davacı ... ve ark. vekili ile asli müdahil ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi