11. Hukuk Dairesi 2018/4612 E. , 2019/6049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/04/2017 tarih ve 2015/237 E- 2017/161 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 05/07/2018 tarih ve 2018/1098 E- 2018/791 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "FORM" ibareli markasını ilk olarak 1990 yılında tescil ettirdiğini ve birçok "FORM" ibareli tescilli markasının ve endüstriyel tasarım başvurusunun olduğunu, davalı şirketin 2014/24301 sayılı “DROOC FORM ACTIVE” ibareli marka başvurusuna, müvekkilinin "FORM" ibareli markalarını gerekçe göstererek 556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 8/4, 8/5 ve 35/1 maddeleri uyarınca yaptığı itirazın, davalı TPMK YİDK tarafından nihai reddedildiğini, oysa davalının müvekkilinin "FORM" markalarının tescilli bulunduğu sınıflarla aynı sınıflar için başvurduğunu ve bu başvuruda kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın 21.05.2015 tarih ve 2015/M-3901 sayılı kararının iptali ile tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 5.sınıftaki bir kısım emtiayı ayırmak suretiyle, "FORM" ibaresinin taraf markalarında ortak olması ve yoğun kullanıma bağlı olarak kazandığı ayırt edicilik nedeniyle markaların birbirleri ile iltibasa neden olabileceği ve davalı yanın dava konusu başvuruyu yaparken kötüniyetli olarak kabul edilmesinin mevcut deliller itibarı ile mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK"nın 21.05.2015 tarihli ve 2015/M-3901 sayılı kararının, hijyen sağlayıcı ürünler (pedler tamponlar tıbbi amaçlı yakılar pansuman malzemeleri kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri), zararlı bitkileri hayvanları ve mantarları imha edici maddeler insan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri,
besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, bebek mamaları, tibbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler, yönünden kısmen iptaline, davalı şirket adına tescilli 2014/24301 sayılı markanın 5. sınıfta hijyen sağlayıcı ürünler (pedler tamponlar tıbbi amaçlı yakılar pansuman malzemeleri kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri), zararlı bitkileri hayvanları ve mantarları imha edici maddeler insan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular, dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi ve veterinerlik amaçlı olan ya da olmayan diyet maddeleri, besin takviyeleri, zayıflatıcı ürünler, bebek mamaları, tibbi amaçlı bitkiler ve bitkisel içecekler, yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi tarafından tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların markalarını kullanmak istediği 5. sınıf malların aynı olduğu gibi, davalının marka tescil başvurusunda yer alan "Drooc" ve "Active" ibarelerinin, başvuruda tali unsur olarak yer aldığı, dava konusu marka tescil başvurusunda "Form" ibaresinin bağımsız ayırt edici karakterini koruyacak mahiyette kullanıldığı, dolayısıyla tarafların markalarında yer alan esas unsurların da 556 sayılı KHK."nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu, bu itibarla, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.