Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 18.10.2010 gün ve 17995/17088 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Davacının açmış olduğu ölüm anının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi davasında mahkemece verilen karar Dairemizce onanmıştır. Onama kararından sonra dosyada tanık olarak 22.02.2005 ve 08.12.2005 tarihli oturumlarda dinlenen Z.B. 08.12.2005 tarihli oturumda vermiş olduğu ifade nedeniyle Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/199 esas, 2011/452 karar sayılı ilamı ile yalan tanıklıktan mahkum olmuş, karar kesinleşmemiştir. Tanık Z.B."a verilen mahkumiyetin kesinleşmesi davanın seyrini değiştireceğinden davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.10.2010 gün 2010/17995 esas, 2010/17088 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/199 esas, 2011/452 karar sayılı dosyasında tanık Z. B.hakkında yalan yere tanıklık suçundan verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesinin beklenmesi, kesinleşmesi halinde delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacının karar düzeltme isteminin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kabulü ile dairemizin 18.10.2010 gün, 2010/17995 esas, 2010/17088 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.26.12.2011 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklıktan mahkum edilmiş olması, yargılamanın iadesi sebebi teşkil eder(HUMK.md.445/4, 6100 sayılı HMK.md.375/1-e). Şu aşamada sabit olmayan, sabit olduğunda da yargılamanın iadesi sebebi olabilecek bu hususun karar düzeltme isteğinin kabulü için gerekçe yapılmasını doğru bulmuyorum. Bu sebeple değerli çoğunluk görüşünü katılmıyorum.