1. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3738 Karar No: 2019/212 Karar Tarihi: 17.01.2019
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/3738 Esas 2019/212 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2016/3738 E. , 2019/212 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR- Dava, davalıların işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, ortak mirasbırakanları ..."ın 10 parsel sayılı taşınmazını, 25.09.2001 tarihinde davalı oğulları ... ve ..."a satış suretiyle temlik ettiğini, işlem tarihinde davalıların ehliyetsiz olduğu gibi temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemişlerdir. Davalılar, devir tarihinde hukuki işlem ehliyetlerinin bulunduğunu, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, ehliyetsizlik iddiasına dayalı davaların tereke adına açılması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın 189 ada 10 parsel sayılı taşınmazını 25.09.2001 tarihinde davalılara 1/2"şer pay ile satış suretiyle temlik ettiği, 07.02.2013 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacılar ...ve ... ile davalılar ..., ...ve dava dışı ..."nin kaldığı, davalılar ... ve ..."nın kısıtlanarak kendilerine vasi atandığı, ... 4. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda her iki davalının da işlem tarihi 25.09.2001"de fiil ehliyetini haiz olmadıklarının belirtildiği anlaşılmaktadır. Gerçekten de, mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu iddiasıyla üçüncü kişiler aleyhinde açılan tapu iptali ve tescil davalarında, terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekmektedir (TMK"nın 640. maddesi). Ne var ki, bu kuralın mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümleri geçerli olduğundan, bir mirasçının diğer bir mirasçı aleyhine açtığı davalarda uygulama yeri bulunmadığı kuşkusuzdur. Öte yandan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda pay oranında istekte bulunabileceği 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birlmeştirme Kararında açıkça belirtilmiştir. Hal böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.