16. Ceza Dairesi 2021/233 E. , 2021/4595 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme
Hüküm : I- Sanıklar için ayrı ayrı olmak üzere Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan; CMK"nın 223/2-e maddeleri uyarınca verilen beraat kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi,
II- Sanıklar için ayrı ayrı olmak üzere silahlı terör örgütüne üye olma; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddesi uyarınca verilen mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanıklar hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan ... vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
II- Sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanıklar müdafii ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Sanık ... Yavaşça yönünden;
a- Ayrıntıları Dairemizin 20.12.2017 tarih ve 2017/1862 Esas - 2017/5796 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere;
Örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından: Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda "paralel yapı" veya "terör örgütü" olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiği sanık tarafından bilindiği somut delil ve olgularla ortaya konulmasının zorunlu olduğu, işlenen bir suçta gerçekleşebilecek unsur yanılgısının kastı ortadan kaldıracağı, bu durumun TCK"nın 30/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, yukarıda anılan tarihten sonra gerçekleşen ve örgütsel faaliyet olarak kabul edilen hareketlerin örgüt hiyerarşisine dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluk içermemesi halinde kişinin örgüt üyesi olarak kabulü mümkün olmadığından;
Tanık anlatımlarına, sanık savunmasına ve tüm dosya kapsamına göre, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY"nin kamuoyuna cemaat olarak bilindiği dönemde söz konusu yapı içerisinde bulunduğu ancak bu yapının kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra dosya kapsamına göre bu yapıdan uzaklaşmaya çalıştığı, terör örgütü mensupları arasında gizli yazışma programı olan ByLock yazışmalarından bu hususun anlaşılmış olması, ayrıca gizli tanık-3 ve tanık Metin Özdil"in beyanlarının da bu yönde bulunması, örgütle iltisaklı ... Eğitim Kurumları İşletme ve Ticaret AŞ"nin yönetim kurulu başkanlığı ve hissedarlığından 2015 yılı Mart ayı itibariyle ayrılması, aşama savunmalarına göre de Akbank"tan söz konusu şirket adına gayrimenkul alımı için kredi olarak çekilip Bank Asya"ya yatırılan 2 milyon TL"nin sanığa ait olmayan şirket hesabına yatırılması ve savunmasının aksine delil bulunmaması karşısında, sanık hakkında TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata
hükümlerinin uygulama alanı tartışılarak sonucuna göre suç kastının ve hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Uygulamaya göre de;
Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilen silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Cumhurbaşkanlığının doğrudan doğruya zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmadığı, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ise sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi karşısında, sanıklar aleyhine katılan lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
2- Sanık ... Yavaşça yönünden;
a- 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunun 9/8. maddesindeki "Bu kanunun 5. Maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre, hakkında tedbir uygulanan tanığın beyanı tek başına hükme esas teşkil etmez" şeklindeki emredici düzenleme ve gizli tanık beyanlarının başka delillerle desteklenmedikçe hükme esas alınmaması karşısında, UYAP bilgi havuzunda sanıkla ilgili ve gizli tanık beyanlarını doğrular nitelikte başkaca beyan olup olmadığı araştırılıp getirtilerek CMK"nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan, gerekirse tanık sıfatı ile duruşmada bizzat dinlenilmesinden sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilen silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Cumhurbaşkanlığının doğrudan doğruya zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmadığı, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan ise sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi karşısında, sanıklar aleyhine katılan lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafii ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.