Abaküs Yazılım
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/443
Karar No: 2021/1483
Karar Tarihi: 03.11.2021

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2020/443 Esas 2021/1483 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/443
Karar No : 2021/1483

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Yemekçilik Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... . Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Kırşehir İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin ... ihale kayıt numaralı "2016-2017 yılları Malzemeli Yemek Pişirme, Dağıtım ve Sonrası Hizmeti Alımı" işine ilişkin ihale uhdesinde kalan davacı tarafından, değinilen ihale ve ihale üzerine düzenlenen sözleşme için tahakkuk eden damga vergisi ödendikten sonra, ihaleye dair idari işlemin ... . İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine ihale makamınca ihalenin ve sözleşmenin tasfiye edildiğinden bahisle, ödenen damga vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenen 117.020,78 TL tutarındaki damga vergisi ve 3.856,98 TL Kamu İhale Kurumu payının iadesi istemiyle dava açılmıştır.
... . Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararı:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesinde, vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı kurala bağlanmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanun'a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanun'daki “kağıtlar” teriminin yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade ettiği, aynı Kanun'un 3. maddesinin birinci fıkrasında damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Kırşehir İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından "2016-2017 Yılları Malzemeli Yemek Pişirme, Dağıtım ve Sonrası Hizmeti Alımı" işi için 15/07/2015 tarihinde yapılan ihalenin davacı şirket üzerinde kaldığı ve davacı şirket ile 27/11/2015 tarihinde sözleşme imzalanarak davacının ihaleye ilişkin olarak ödenmesi gereken damga vergisi ile ihale karar pulu bedelini Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğüne yatırdığı akabinde, ihaleyi ikinci sırada kazanan şirketin, ihalenin davacı şirket üzerinde bırakılmasına dair Kamu İhale Kurumu kararının iptali talebiyle açtığı davada, değinilen işlemin ... . İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararı ile iptal edildiği anlaşılmıştır.
... İdare Mahkemesinin değinilen kararı üzerine davacı ile ihale makamı arasında akdedilen sözleşmenin feshedildiğinden hareketle davacı şirket tarafından ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusunun reddi akabinde yapılan şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle işbu dava açılmıştır.
Olayda, ihalenin davacı üzerinde kaldığına ilişkin hukuki durumu gösteren ve taraflarca da imzalanmış bulunan ihale kararının (damga vergisine tabi kağıdın) davacıya herhangi bir kusur atfedilmeksizin, verilen yargı kararına dayanılarak Kamu İhale Kurumunca iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Damga vergisinde vergiyi doğuran olay, 488 sayılı Kanun'a ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçen bir işaret konulması anında meydana gelmektedir. İhaleye ilişkin olarak düzenlenen kağıtlarda vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi, kağıda bağlanan hukuki durumun tekemmül etmesiyle mümkündür.
Davacı tarafından üstlenilen ihalenin idare mahkemesince iptal edilmesi durumunda, ihale kararının ve bu karara istinaden ihale uhdesinde kalan mükellef ile ihale yetkilisi arasında imzalanan sözleşmenin tekemmül ettiğinden söz etme imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda, 488 sayılı Kanun'un 1. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte bir belgeden söz edilemeyeceğinden, damga vergisi açısından vergiyi doğuran olayın meydana gelmediği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla vergiyi doğuran olayın meydana gelmediği bir belge üzerinden damga vergisi alınmasında açık bir vergilendirme hatası bulunmaktadır.
Diğer taraftan dava dilekçesinde, ödenen damga vergisi ve ihale karar pulu bedelinin iadesi talep edilirken yasal faiz istemi, "konu" ve "sonuç-istem" bölümünde açık bir şekilde ifade edilmemiş ise de, davacının 14/07/2016 tarihli şikayet dilekçesinde iadesi istenen damga vergisinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesinin talep edildiği görülmüştür. Böylelikle, davacının şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan işbu davada, söz konusu işlemin, ödenen damga vergisi ve ihale karar pulu bedeli üzerinden kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin ödenmesi istemininin reddini de içerdiğinin kabulü gerekeceğinden davacının 06/03/2017 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin dilekçesindeki faiz talebi, davanın genişletilmesi niteliğinde görülmemiştir.
Sonuç olarak, Kamu İhale Kurumu tarafından ihalenin iptal edilmiş olması nedeniyle damga vergisi açısından vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği anlaşıldığından, davacı tarafından ödenen damga vergisinin, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlem hukuka uygun düşmemiştir.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu işlemi iptal etmiş, ödenen tutarın kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar vermiştir.
Davalının istinaf istemini inceleyen ... Bölge İdare Mahkemesi ... . Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararı:
Davalının istinaf dilekçesindeki iddiaları, mahkeme kararının, dava konusu işlemin, ihale kararından kaynaklanan damga vergisine ilişkin kısmının iptali ve ihaleye ilişkin damga vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.
Vergilendirmeye ilişkin bir uyuşmazlığın düzeltme yoluyla yargı önüne getirilebilmesi ve vergi hatasının varlığından söz edilebilmesi için, hukuksal sorun olarak çözümlenmesi gerekmeyen açık ve mutlak bir hata bulunduğunun belirlenebilmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla, idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hataları; kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/A maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıklarıdır.
Damga vergisinde vergiyi doğuran olayın, 488 sayılı Kanun'a ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçen bir işaret konulması anında meydana geldiği dikkate alındığında, olayda, sözleşmenin imzalanması anında damga vergisini doğuran olayın gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Sözleşmenin daha sonradan iptal edilmesinin, içerdiği hükümlerin iptal edilinceye kadarki hukuki durumunu kusurlandırmayacağından ve taraflar, bu sözleşme hükümleri sayesinde hak ileri sürerek ispatlayabileceklerinden vergiyi doğuran olay üzerinde etkisi yoktur.
Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü, iptal edilmiş sözleşmenin, taraflarına hukuki ve maddi yarar sağlayıp sağlamayacağı ve tevsik edici mahiyetinin kalıp kalmadığı gibi yönlerden hukuken yorumlanmasını gerektirmektedir.
Bu bakımdan; vergilendirme işlemine karşı süresinde açılacak idari davada incelenebilecek iddiaların, Vergi Usul Kanunu'nun 122 ve 124. maddelerinde vergi hataları için öngörülen idari başvuru yolu izlenerek tesis ettirilen işleme karşı açılan idari davada incelenmesine olanak bulunmamaktadır. Sonuç olarak Mahkeme kararının dava konusu işlemin, ihale kararı üzerine düzenlenen sözleşmeden kaynaklanan damga vergisine ilişkin kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.
Vergi Dava Dairesi, bu gerekçeyle davalının istinaf başvurusunu; Mahkeme kararının, dava konusu işlemin, ihale kararından kaynaklanan damga vergisine ilişkin kısmının iptali ve ihaleye ilişkin damga vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrası yönünden reddetmiş; Mahkeme kararının, işlemin, ihale kararı üzerine düzenlenen sözleşmeden kaynaklanan damga vergisine ilişkin kısmının iptaline ve sözleşmeden kaynaklanan damga vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine dair hüküm fıkrası yönünden kabul ederek, kararın değinilen hüküm fıkrasını kaldırmış ve bu yönden davanın reddine karar vermiştir.
Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 17/06/2019 tarih ve E:2018/4836, K:2019/2688 sayılı kararı:
Davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz iddiaları, kararın, dava konusu işlemin, ihale kararından kaynaklanan damga vergisine ilişkin kısmının iptali ve ihaleye ilişkin damga vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, ihaleye teklif veren başka bir şirket tarafından yapılan itirazen şikayet başvurusu üzerine düzeltici işlem belirlenmesine karar veren Kamu İhale Kurulunun 27/10/2015 tarih ve 2015/UH.III-2857 sayılı kararına yönelik açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla anılan işlemin iptaline karar verildiği, anılan mahkeme kararının uygulanması amacıyla Kamu İhale Kurulunun 16/03/2016 tarih ve 2015/MK-106 sayılı kararıyla "Kamu İhale Kurulunun 27/10/2015 tarihli ve 2015/UH.III-2857 sayılı kararının davacıyla ilgili kısmının iptal edilmesine ve davacının teklifinin değerlendirme dışı bırakılması yönünde düzeltici işlem belirlenmesine" karar verildiği, 16/03/2016 tarih ve 2015/MK-106 sayılı karar uyarınca ihalenin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin ihale kararının ihaleyi gerçekleştiren idarece iptal edilerek imzalanan sözleşmenin tasfiye edildiği anlaşılmaktadır.
Damga vergisinde, vergiyi doğuran olay, 488 sayılı Kanun'un ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçen bir işaret konulması anında meydana gelmektedir.
İhale kararının hüküm ifade edebilmesi için ihaleye karşı yapılacak başvuruların tüketilmesi zorunlu olup, ihaleye ilişkin olarak düzenlenen kağıtlarda vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi, kağıda bağlanan hukuki durumun tekemmül etmesi halinde mümkündür.
Olayda, Kamu İhale Kurulunun 16/03/2016 tarih ve 2015/MK-106 sayılı kararıyla ihale kararının, ihale makamı tarafından iptal edilmesi karşısında, ihale kararı ve bu karara istinaden imzalanan sözleşmenin tekemmül ettiğinden bahsedilemeyecektir. Bu durumda 488 sayılı Kanun'un 1. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte bir belge mevcut olmadığından, damga vergisi açısından vergiyi doğuran olayın meydana geldiğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle, damga vergisi açısından vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Daire bu gerekçeyle Bölge İdare Mahkemesi kararının; ihale kararı üzerine düzenlenen sözleşmeden kaynaklanan damga vergisine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş, davalının istinaf başvurusunun kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasını ise onamıştır.
... Bölge İdare Mahkemesi ... . Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı ısrar kararı:
Sözleşmenin daha sonradan iptal edilmesinin; içerdiği hükümlerin iptal edilinceye kadarki hukuki durumunu kusurlandırmayacağı, dolayısıyla taraflarca, içerdiği hükümlere dayanılarak imzalandığı andan itibaren hükümlerinin yerine getirilip getirilemeyeceği, yerine getirilen edimlerin sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı ve benzeri pek çok hususta sözleşmenin tarafları arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarda ispat vasıtası olarak kullanılma niteliğini koruduğu dikkate alındığında, ihale kararının iptal edilmiş olması sözleşme yönünden vergiyi doğuran olayın gerçekleşmiş olmasına etkisi bulunmamaktadır.
Bölge İdare Mahkemesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 213 sayılı Kanun'un 122. ve devamı maddeleri hak arama özgürlüğüne aykırı olarak yorumlanarak verilen kararın hukuka aykırı olduğu, ihale kararına ait sözleşmenin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde öngörülen 30 günlük dava açma süresi içerisinde değil dava açma süresi geçtikten sonra feshedildiği dolayısıyla ödenen damga vergilerine karşı değinilen süre içersinde dava açılmasına olanak bulunmadığı, ihale sözleşmesine dayanak ihale kararının mahkeme kararıyla iptal edildiği dikkate alındığında hukuken tekemmül etmiş ve bir hususu ispat etme niteliğine sahip bir sözleşmeden bahsedilemeyeceği, mahkeme kararı doğrultusunda Kamu İhale Kurumu kararıyla fesih ve tasfiye edilen ihale sözleşmenin yok hükmünde olduğu belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... DÜŞÜNCESİ: 213 sayılı Kanun'un 19. maddesinin birinci fıkrasında, vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı hükme bağlanmıştır. 488 sayılı Kanun'un 1. maddesinin ikinci fıkrasında, bu Kanun'daki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği, aynı Kanun'un 3. maddesinin birinci fıkrasında ise, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu kurallarına yer verilmiştir.
Vergi kanunları karşısında, vergiyi doğuran olay gerçekleştikten sonra gelecekte oluşan hukuki durumların, kural olarak geçmişe dönük bir biçimde vergiyi doğuran olayın sıhhatine etki etmesi hukuken mümkün değildir.
Damga vergisinde, herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek niteliğe sahip yazılı bir sözleşmenin imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenmesinden sonra bu sözleşmenin feshedilmesi, sözleşmenin tekemmül etmediği ve bu sözleşmenin damga vergisinin konusuna girmediği anlamına gelmeyecektir. Feshedildikten sonra sözleşmenin hükümlerinden yararlanılmayacak olması da vergiyi doğuran olayın tekemmül etmediği sonucunu doğurmayacaktır. Ancak sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulmadığı ve irade bozukluğu gibi mutlak butlan doğuran hallerin var olduğunun ileri sürülmesi halinde damga vergisini doğuran olaya etkisinin ayrıca değerlendirileceği açıktır.
Kanun'a ekli (1) sayılı Tablo uyarınca fesihnamelerin de damga vergisinin konusunu oluşturduğu dikkate alındığında Kanun koyucu sözleşmeden, sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde yararlanılmamasının damga vergisini doğuran olaya herhangi bir etkisinin bulunmadığını kabul etmiştir. Diğer taraftan, sözleşmenin süresinin damga vergisinin vergilendirilmesine de herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Kanun sadece sözleşmenin süresinin uzaltılması vergiyi doğuran olayın yeniden tekemmülünü sağlayacağını diğer bir deyişle değinilen sözleşmenin yeniden verginin mevzuuna girdiğini kurala bağlamıştır.
Olayda, davacının uhdesinde kalan ihale kararının yargı kararıyla iptal edildiği; bu ihale kararına dayanan sözleşmenin feshedildiği görülmektedir.
İhale kararı ile ihale sözleşmesi birbirine bağlı olarak sonuç doğurmakla birlikte ihale kararının iptali istemiyle açılan davada ihale kararının iptaline karar verilmesi, bu kararın ihale sözleşmesine etkisinin ayrıca tartışılmasını gerektirmektedir. Bu durumda ihale kararına ait yargı kararı üzerine idarenin sözleşmeyi feshetmesinin, geçmişe ve geleceğe etkili olarak mı yoksa sadece geleceğe etkili olarak mı sonuç doğuracağı uyuşmazlığın çözümü için önem arz etmektedir.
İhale sözleşmesinden ayrılabilir işlem olan ihale kararının iptal edilmesi, sözleşmenin de iptal edildiği anlamına gelmeyecektir. (GÖZLER Kemal, İdare Hukuku Cilt II, 2019, Bursa, s. 224 - 227) Böylelikle ihale kararı iptal edilmiş ise iptal kararının sonucunun gerekliliği bakımından sözleşmeye ilişkin yeni bir işlem gündeme gelecektir.
Davacı ile ihale makamı arasında 22/11/2015 tarihinde imzalanan sözleşmeden kaynaklanan davacının hak ve yükümlülükleri, yargı kararıyla iptal edilen ihale kararına ait sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar devam etmektedir. Sözleşmenin konusunun da hizmet alımına ilişkin olduğu gözetildiğinde sözleşmenin, ihale kararının iptaliyle feshedilmesinin, fiili durum da gözetildiğinde geçmişe değil geleceğe etkili olarak sonuç doğuracağı anlaşılmaktadır.
Böylece, vergiyi doğuran olayın sözleşmeden kaynaklanması; ihale kararı ile ihaleden kaynaklanan sözleşmenin ayrılabilir nitelikte olması dikkate alındığında, sözleşmeye ilişkin damga vergisini doğuran olayın hukuken tekemmül ettiği ve varlığının devam ettiği değerlendirilmektedir.
Damga vergisinin konusuna giren kağıtlarla ilgili olarak gelecekte oluşan hukuki durumların bu kağıtlara ait damga vergisini doğuran olayı geçmişe dönük olarak ortadan kaldırması için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu açık olup bu durum verginin yasallığı ilkesinin de doğal sonucudur. Nitekim, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunmayan, 15/07/2016 tarih ve 6728 sayılı Kanun'un 28. maddesiyle 488 sayılı Kanun'a ekli (1) sayılı Tabloda değişiklik yapılmak suretiyle bu hususa yönelik yasal düzenleme yapılmış, benzer durumlar için de sözleşmeye ilişkin damga vergisinin ret ve iade edilmeyeceğini kurala bağlamıştır. Aynı durum 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin, 7079 sayılı Kanun'un 118. maddesiyle eklenen geçici 23. maddesinde de öngörülmüş ve ilgili kuralda açıkça sözleşmeden kaynaklanan damga vergisinin iade edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, olayda, 213 sayılı Kanun'un 116 ilâ 118. maddelerinde düzenlenen vergi hatası ve vergilendirme hatasının bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
Olayda, matrah hatası, vergi miktarında hata ve verginin mükerrer olması, mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hatanın bulunmadığı, ihale kararının yargı kararıyla iptal edilmesi sonucunda ihaleye ait sözleşmenin feshedilmiş olması vergi hatası veya vergilendirme hatası kapsamında değerlendirilecek nitelikte olmadığından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının, dava konusu işlemin, sözleşmeden kaynaklanan damga vergisine ilişkin kaynaklanan kısmına dair hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, davacının 3.856,98 TL Kamu İhale Kurumu payının iadesine ilişkin istemine yönelik kısmının 2576 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, genel görevli olan idare mahkemesinin görevinde olduğundan değinilen kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin ve duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Kırşehir İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin 2015/70751 ihale kayıt numaralı "2016-2017 yılları Malzemeli Yemek Pişirme, Dağıtım ve Sonrası Hizmeti Alımı" işine ilişkin ihale davacının uhdesinde kalmış, değinilen ihale ve ihale üzerine düzenlenen sözleşme için tahakkuk eden damga vergisi davacı tarafından ödenmiştir.
İhaleye dair idari işlemin ... . İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine ihale kararı iptal edilmiş ve ihale kararı üzerine düzenlenen sözleşme feshedilmiştir.
Bunun üzerine davacı, ihale kararı ve ihale üzerine düzenlenen sözleşmeden kaynaklanan damga vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesi istemiyle düzeltme ve şikayet başvurusunda bulunmuştur. Bu başvuruların reddedilmesi üzerine şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenen 117.020,78 TL tutarındaki damga vergisi ve 3.856,98 TL tutarındaki Kamu İhale Kurumu payının iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesinin birinci fıkrasında, vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Kanun'un 116. maddesinde, vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış; 117. maddesinde, hesap hataları; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer istenilmesi; 118. maddesinde de vergilendirme hataları; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hata olarak sayılmıştır.
Aynı Kanun'un 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri; 124. maddesinde vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri kurala bağlanmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin ikinci fıkrasında, bu Kanun'daki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği, aynı Kanun'un 3. maddesinin birinci fıkrasında ise, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu kurallarına yer verilmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Vergi Mahkemelerinin Görevleri" başlığını taşıyan 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, vergi mahkemelerinin, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları; (b) bendinde, (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uygulanmasına ilişkin davaları; (c) bendinde de diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği; aynı Kanun'un 5. maddesinde idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davaları çözümleyeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, idari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın çözümü, davacının uhdesinde kalan ihalenin yargı kararıyla iptal edilmesi durumunda sözleşmeden kaynaklanan damga vergisinin iadesinin gerekip gerekmediği hususunun, düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulmasına bağlıdır.
213 sayılı Kanun'un 116 ilâ 123. maddelerinde yer alan düzenlemelere göre vergi hatasının varlığından söz edilebilmesi için açık ve mutlak bir hatanın bulunması gerekmektedir.
Damga vergisinde, vergiyi doğuran olay, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'na ekli (1) sayılı tabloda yer alan ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan kağıtların yazılıp imzalanması ya da imza yerine geçen bir işaret konulması anında meydana gelmektedir. Buna göre ihale üzerine düzenlenen sözleşmenin yazılıp imzalanması ile damga vergisi yönünden vergiyi doğuran olay gerçekleşecektir.
İhale kararının yargı yerince iptal edilmesi durumunda ihale kararı üzerine imzalanan sözleşme, imzalandığı tarih ile iptal kararına dayanılarak feshedildiği tarih arasında yürürlükte olup anılan tarihler arasında hükümlerinden yararlanılacaktır. Sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki dönemde ise sözleşme yürürlükte olmadığından hükümlerinden yararlanılabilecek nitelikte bir belge bulunduğundan söz edilemeyecektir.
Bu durumda damga vergisinin konusunu oluşturan sözleşmenin dayanağı ihale kararının yargı yerlerince iptal edilmesi halinde, sözleşmenin feshedildiği tarihten sonraki döneme isabet eden damga vergisi yönünden vergi hatasının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, aksi yöndeki gerekçeyle verilen ısrar kararı hukuka uygun düşmediğinden, yeniden karar verilmek üzere ısrar kararının bozulması gerekmiştir.
Diğer taraftan, davacının 3.856,98 TL Kamu İhale Kurumu payının iadesi istemi, vergi, resim, harç veya benzeri mali yükümlülüğe ilişkin olmadığından, davacının bu istemi yönünden 2576 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca genel görevli olan idare mahkemeleri görevli bulunmaktadır. Bu nedenle yeniden verilecek kararda bu hususun da dikkate alınması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden, yatırılan yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
4- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 03/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.


X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının, ihale kararı üzerine düzenlenen sözleşmeden kaynaklanan damga vergisine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından istemin sözü edilen hüküm fıkrası yönünden reddi gerektiği oyu ile karara bu yönden katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi