13. Hukuk Dairesi 2015/41254 E. , 2018/5397 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ... Şoförler ve Oto Odası Başkanlığı vekili avukat ..."nın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, kendisine ait taşınmazın bir bölümünü noterde yapılan taahhütname gereği davalıya devrettiğini, taahhütname içeriğine göre bu devir karşılığı davalının bu taşınmaza bir hastane inşaa edeceği, hastaneye davacının da adının verileceği, taşınmaz üzerindeki tüm takyidatları davalının kaldıracağı ve taşınmazın davalı dışında bir başkasına satılamayacağı hususlarında mutabık kaldıklarını, davalının taahhütname şartlarını ihlal ettiğini, taşınmazı taahhütnamedeki devir yasağına rağmen dava dışı şirkete sattığını, hastaneninde henüz bitmediğini beyanla belirsiz alacak olarak açtığı davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300.000,00 TL" nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, bağıştan rücu talebine ilişkin olup, davacı eldeki dava ile, davalıya noterde yapılan taahhütname ile taşınmazının bir bölümünü şartlı şekilde bağışladığını ancak davalının taahhütnamedeki devir yasağı şartına aykırı hareket ettiğini ayrıca bağışın asıl amacı olan hastaneninde aradan geçen yıllara rağmen bitmediğini, kaldı ki taşınmazı devralan şirketle yapılan sözleşmeye hastaneye verilecek isimle ilgili de bir şart koyulmadığını, beyanla taşınmazın rayiç değerinin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, bağışın asıl amacının hastane yapılması olduğu, hastane inşaatınında devam ettiği, devir yasağının bir yaptırıma bağlanmadığı, 14 yıl sonra rayiç değer talebinde bulunulmasının hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bağıştan dönme bağışlayanın bağışlanana varması gereken tek yanlı beyanıyla geriye yürüyen ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan şartlı veya yüklemeli şekilde bağışta bulunmuşsa bağışlanandan hukuka ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı TBK" nun 291/2. maddesi uyarınca yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halindede TBK" nun 295/3 maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin kapsamının ve yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Somut olayda taraflar arasında düzenlenen 20.11.1998 tarihli bağış taahhütnamesiyle davacının taşınmazı davalıya bağışlama amacının taşınmaza bir hastane yapılması ve hastaneye adının verilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca taahhütnamede açıkça taşınmazın bir başkasına devri yasaklanmıştır. Davalı 13.10.2011 tarihinde taşınmazı dava dışı bir şirkete satmış, keşif tarihi itibariyle her ne kadar hastane inşaatının devam ettiği görülmüş ise de, aradan 14 yıl gibi uzun bir sürenin geçmiş olduğu halde inşaatın tamamlanmadığı, diğer yandan, dava dışı şirkete taşınmaz satılırken, şirketten yapılacak olan hastaneye davacının isminin verileceğine dair bir taahhüt alınmadığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı bağışlayan tarafından davalıya getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmediği, olayda bağıştan rücu koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu doğrultuda değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.