8. Hukuk Dairesi 2017/1959 E. , 2017/6184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı tapu kaydına dayanarak 06.08.2014 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 25.01.2013 tarihinden 06.08.2014 tarihine kadar 20 aylık kira alacağı 7.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlulardan ...’e 14.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, diğer davalı borçlu ... adına çıkartılan tebligat iade edilmiştir. Davalı borçlular ayrı ayrı verdikleri itiraz dilekçelerinde, haklarındaki takibin tüm kalemlerine itiraz ettiklerini ve takibin durdurulmasını istediklerini bildirmişlerdir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı borçlular davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda, davacı borçluların itirazlarında tüm takibe itiraz ettiklerini bildirmiş oldukları, icra dosyasında kira kontratının bulunmadığı, davacı tarafın tahliye davası sırasında da kira kontratı sunmadığı ve aralarında kira kontratının olmadığını belirttiği, bu durumda davacı ve davalı taraf arasında kira veya başka bir hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığı, tahliyenin gerekip gerekmediği hususlarının dar yetkili icra mahkemesi dışında genel mahkemelerde yapılacak yargılama ile neticelenebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 03/06/2015 tarih ve 2015/4824 E. 2015/5445 .... sayılı ilamı ile; “…İcra takibine yasal süresi içinde itiraz eden davalı borçlular, takibin tüm kalemlerine itiraz etmişlerdir. İİK"nun 269/2 maddesinde; Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Davalı borçlular icra takibine itirazlarında kira akdine açık ve kesin olarak karşı çıkmamış olup, itirazları borca itiraz niteliğindedir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektiren bir durum bulunmadığından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; davacı borçluların itirazlarında tüm takibe itiraz ettiklerini bildirmiş oldukları, ancak talep edilen kira borcunu ödediklerine dair İİK’nun 269/a maddesinde yazılı belge ibraz edemediklerinden itirazın soyut olduğu, bu hali ile kira borcunun ödenmesine ilişkin 30 günlük süre içerisinde ödenmeyen veya ödendiği ispat edilemeyen kira borcuna ilişkin temerrüdün oluştuğu gerekçesiyle davalıların itirazın kaldırılmasına ve taşınmazdan tahliyelerine karar verilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı borçlu ...’in alacağa yönelik temyiz itirazları yönünden;
Takip dosyasında borçlu kiracı ...’e ödeme emrinin tebliği için çıkarılan tebligatın muhatabın adresten taşındığından bahisle bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Ödeme emri tebliğ edilmediği halde borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini istemiştir. İİK."nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu kiracı ...’e ödeme emri tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece, bu nedenle davalı ... hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddine karar vermek gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2-Davalı ...’in alacağa yönelik temyiz itirazları yönünden;
Davalı borçlunun kira borcunu ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle İİK.nun 269/b maddesine göre itirazın kaldırılması isteminin kabulü yerinde ise de; kira sözleşmelerinde belirlenen aylık kira paralarının kiralayana ödenmesinde kiracılar arasında müteselsil sorumluluk kabul edilmediğinden, kiracılar kira paralarından payları oranında eşit olarak sorumlu sayılacaktır. Davalılar ... ve ...’in kiracı olduğu kabul edildiğine göre, davacı tarafça ödenmediği iddia olunan kira alacağının yarısı üzerinden davalı ...’in itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Davalıların tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Kira sözleşmesinde birden fazla kiracı olması halinde, tahliye istemi bölünemeyeceğinden ve kiracılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan tahliyeye yönelik takibin ve takip neticesinde tahliye isteminin her iki kiracıya birlikte yöneltilmesi gerekmektedir. Davacının haciz ve tahliye istekli olarak başlattığı icra takibi üzerine örnek 13 ödeme emri davalı kiracı ...’e 14.08.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, diğer kiracı ...’e tebliğ edilmemiştir. İİK."nun 269. maddesinde, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciiden tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Davalı kiracı ...’e ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından anılan maddedeki süreler işlemez. Yukarıda belirtildiği üzere birden fazla kiracı olması halinde tahliye istemi bölünemeyeceğinden, tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ; Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentte yazılı nedenle davalıların tahliyeye ve alacağa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"na 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 428 ve İİK.nun 366. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.