Esas No: 2020/8634
Karar No: 2021/12053
Karar Tarihi: 03.11.2021
Danıştay 6. Daire 2020/8634 Esas 2021/12053 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/8634
Karar No : 2021/12053
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
2- ...Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın imar planında arıtma tesis alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 1.000.000,00-TL'nin ve taşınmazın haksız olarak işgal edildiğinden bahisle 1.000,00 TL'nin işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 08/11/2016 tarih ve E:2015/9665, K:2016/6913 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozmaya uyularak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 17/10/2018 tarih ve E:2018/1899, K:2018/7963 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozmaya uyularak verilen temyize konu kararda; dava konusu taşınmazın kuzeyinden fiili olarak bir tahliye kanalı geçirildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmaması ve parselin bu kısmına fiilen kamulaştırmasız olarak el atıldığının anlaşılması karşısında uğranıldığı ileri sürülen zararın tazminine yönelik açılan davanın parselin tahliye kanalı olarak ayrılan kısmının özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı kolunun görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı, taşınmazın davanın görülmesi aşamasında gerçekleştirilen imar planı değişikliği ile ''Günübirlik Tesis Alanı ve Tahliye Kanalı'' olarak yeniden planlandığı, anılan taşınmaza günübirlik tesis alanı olarak ayrılan kısmı için imar planındaki bu kullanım kararına göre özel mülkiyete konu tesislerin yapılabileceği anlaşıldığından gerçekleştirilen imar planı değişikliği nedeniyle tazminatı gerektirir mağduriyetin ve mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun ortadan kalktığı sonucuna varıldığı, davanın konusunun kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası olması ve çok hisseli bu taşınmazın yatırım kararı öncesinde mevcut haliyle kullanımının davalı idarece engellenmediği gözetildiğinde, bu kapsamda ecrimisil bedeli olarak tazmini gereken bir zarar da bulunmadığı gerekçesiyle ...ada, ...parselin tahliye kanalı olarak ayrılan kısmına ilişkin istemi yönünden davanın görev yönünden reddine, anılan parselin günübirlik tesis alanı olarak ayrılan kısmına ilişkin istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taşınmazın haksız olarak işgal edildiğinden bahisle 1.000,00 TL ödenmesi istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davanın tamamının adli yargıda görülmesi gerektiği, dava konusu parselde çeşitli zamanlarda değişiklikler yapılmak suretiyle davacının taşınmazının yerinin değiştirildiği, davacının taşınmazının yeri değiştirilmemiş olsaydı arıtma tesisinin inşa edildiği yerde davacının taşınmazının olacağı, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre “proje bütünlüğü çerçevesinde fiilen imar uygulamasına başlama olarak yani fiili el atma olarak değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazın bir kısmına tahliye kanalı, yol, ağaçlandırma ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı, davanın görümünde adli yargının görevli olduğuna karar verilmesi halinde ecrimisil talebinin de adli yargıda birlikte görülmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davaya konu parsel, 02/07/1992 tarih ve ...sayılı Antalya Belediye Meclisi kararıyla 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "arıtma tesisi alanı" olarak planlanmıştır.
05/09/2005 tarih ve ...sayılı Konyaaltı Belediyesi Meclisi kararıyla kabul edilen ve 05/12/2005 tarih ve ...sayılı Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği ile dava konusu ...ada, ...parsele "tahliye kanalı alanı" ilave edilmiştir.
Davaya konu parsel, 07/06/2013 tarih ve ...sayılı Konyaaltı Belediye Meclisi kararıyla kabul edilen ve 17/06/2013 gün ve ...sayılı Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğiyle "belediye hizmet alanı (tır parkı, terminal, elleçme alanı vb) ve tahliye kanalı alanı" olarak planlanmıştır.
Davaya konu parsel, Antalya Büyükşehir Belediye Meclisinin 15/04/2016 tarihli, ..., ...ve ...sayılı kararları ile onaylanan 1/500 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında "günübirlik tesis alanı ve tahliye kanalı alanı" olarak planlanmıştır.
03/04/2018 tarih ve ...sayılı Konyaaltı Belediyesi Meclisi kararı ile uygun bulunarak 11/05/2018 tarih ve ...sayılı Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclis kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği ile ...Mahallesi, ...ada, ...ve ...parsel sayılı taşınmazlardaki tahliye kanallarının düzenlenmesine ve imar yolunun kaldırılmasına yönelik plan değişikliği yapılmış ve ...ada, ...ve ...parsellerden geçmekte olan 10 metrelik tahliye kanalı Antalya Büyükşehir Belediyesi Su ve Atıksu Genel Müdürlüğünün görüşü doğrultusunda tahliye kanalları 3 metre olarak 6 ve 7 numaralı parselin dışına çıkarılarak 18 metrelik taşıt yolunda yeniden düzenlenmiş; 18 metrelik taşıt yolu, 3 metre tahliye kanalı, 2 metre kaldırım, 11 metre yol platformu, 2 metre kaldırım olarak yeniden düzenlenmiş; tahliye kanalının kaldırılmasına bağlı, ...ada, ...parselde bulunan günübirlik kullanım alanında yapı yaklaşma sınırı meri planda olduğu gibi 10 metre olarak yeniden düzenlenmiş; ...ada, ...parselde bulunan Antalya Batı Bölgesi Kanalizasyon Arıtma Tesisi Alanın meri uygulama imar planındaki doğu yönünde çekme mesafesi 40 metreden 50 metreye (40 metre + 10 metre kaldırılan tahliye kanalı) çıkarılmış ve ...ada, ...parselin güneyinden geçmekte olan 12 metrelik taşıt yolu devamlılığının olmadığı gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, ...Mahallesi, ...ada, ...parsel sayılı taşınmazın imar planında arıtma tesis alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 1.000.000,00-TL'nin ve taşınmazın haksız olarak işgal edildiğinden bahisle 1.000,00 TL'nin işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmü yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde; 15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerininin tespit edileceği belirtilmektedir.
Aynı Kanunun 15. maddesinde; "Bu Kanun uyarınca mahkemelerce görevlendirilen bilirkişiler bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilirler ve bunlar hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri uygulanır. Kamulaştırmaya konu olan yerin cins ve, niteliğine göre en az üç kişilik bilirkişi kurulunun oluşturulması zorunludur. Bilirkişilerden birinin taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış uzmanlar ya da 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre yetkilendirilen gayrimenkul değerleme uzmanları arasından seçilmesi zorunludur..." hükmü, Ek Madde 1'de; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun ''İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı'' başlıklı 2. maddesinin değişik 1. numaralı bendinde; ''a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.'' idari dava türleri olarak sayılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının 3. bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; aynı Kanunun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların görev yönünde reddine karar verileceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İş bu dosya, dava konusu ...ada, ...parselin diğer hissedarları tarafından taşınmazın imar planında arıtma tesis alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık olan bedelin ödenmesi istemiyle açılan davalara ilişkin, Dairemizin E:2017/8062, E:2018/2737, E:2018/3686, E:2018/4563 ve E:2019/16192 esasına kayıtlı dosyalar ile birlikte incelenmiştir.
İdare Mahkemesince, tarafların yargılama esnasında ileri sürdükleri uyuşmazlığın esasına ilişkin maddi olaylar incelenerek, yargılama esnasında somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde, davayla doğrudan ilgili olan bu hususların araştırılarak maddi olayın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta öncelikle dava konusu taşınmaz üzerindeki el atmanın niteliğinin tespiti gerekmektedir. Taşınmaza fiili ya da hukuki olarak el atılması durumunda gerek yargı yolu gerekse yargı yolunda yapılacak değerlendirmeler farklılık arzetmektedir.
Taşınmaza idare tarafından fiili olarak el atılmış olması halinde görevli yargı yolunun belirlenmesine ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi'nin ...tarihli, E:..., K:...sayılı kararında "Belediyelerin 3194 sayılı İmar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” gerekçesine yer verilmiştir.
Bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerekmektedir. Fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacaktır.
Davacı tarafından temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın bir kısmına tahliye kanalı, yol, ağaçlandırma ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı hususu iddia edilmiştir.
Uyuşmazlıkta; ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:...sayılı ara kararı ile, dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir fiili el atma bulunup bulunmadığı hususunun sorulmasına, şayet bir fiili el atma mevcut ise bahsi geçen parselde yer alan fiili el atma unsurlarına ilişkin uydu fotoğrafı, normal fotoğraf, kroki ve diğer tüm bilgi ve belgelerin Mahkemelerine gönderilmesinin istenilmesi üzerine, davalılardan Konyaaltı Belediye Başkanlığınca verilen 03/02/2020 tarihli ara kararına cevap dilekçesinde; yürürlükte bulunan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında dava konusu parselin "Günübirlik Tesis Alanı ve Tahliye Kanalı" olarak planlandığı ve tahliye kanalının parselin kuzey kesiminden geçtiği belirtilmiş ve ekinde tahliye kanalının yer aldığı fotograflar gönderilmiştir.
Dairemizin E:2019/16192 sayılı dosyasında bulunan .... İdare Mahkemesinin E:...sayılı dosyasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; dava konusu ... ada, ... parselin kısmen boş olduğu, kısmen ise narenciye ağaçlarının bulunduğu, anılan taşınmaz üzerinde yapılmış bina ya da tesisin bulunmadığı ve fiili el atma olmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda; 11/05/2018 tarih ve ...sayılı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile, dava konusu ...ada, ...parselden geçmekte olan 10 metrelik tahliye kanalının parselin dışına çıkarılmasına yönelik plan değişikliği yapıldığının görüldüğü, ancak davacı tarafından temyiz dilekçesinde dava konusu taşınmazın bir kısmına tahliye kanalı, yol, ağaçlandırma ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı hususunun iddia edildiği, ayrıca davalılardan Konyaaltı Belediye Başkanlığınca verilen 03/02/2020 tarihli ara kararına cevap dilekçesinde; yürürlükte bulunan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında dava konusu parselin "Günübirlik Tesis Alanı ve Tahliye Kanalı" olarak planlandığının ve tahliye kanalının parselin kuzey kesiminden geçtiğinin belirtildiği ve ekinde tahliye kanalının yer aldığı fotografların gönderildiği görüldüğünden, davaya konu ...ada, ...parselde bulunan taşınmaz üzerinde tahliye kanalı, yol, ağaçlandırma ve kaldırım bulunup bulunmadığı, yani dava konusu taşınmazda fiili el atmanın bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilmesi suretiyle, şayet fiili el atmanın varlığının tespit edilmesi halinde, bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerektiğinden, fiili el atmadan doğan zararların tazminine yönelik davaların ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerine ait olduğundan, anılan hususun açıklığa kavuşturulması suretiyle dava konusu işlemler hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğinden, eksik incelemeye dayalı olarak verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Diğer yandan; Dairemizin E:2017/8062, E:2018/2737, E:2018/3686, E:2018/4563 ve E:2019/16192 esasına kayıtlı dosyalarında davaların farklı idarelerin husumetiyle karara bağlandığı görüldüğünden, İdare Mahkemesince, bozma kararı üzerine verilecek kararda, öncelikle uyuşmazlık konusu taşınmazın kamulaştırılmasından sorumlu olan idarelerin belirlenerek hasım mevkiine alınması ve taşınmazı kamulaştırma yetkisi bulunmayan idare varsa hasım mevkiinden çıkarılması suretiyle, davanın sadece kamulaştırmadan sorumlu idarelerin husumetiyle görülmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen görev yönünden reddine, dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına ve davanın kısmen reddine ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.