2. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/1633 Karar No: 2011/22880
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2011/1633 Esas 2011/22880 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme davacı-davalı kadın ile davalı-davacı koca arasındaki boşanma davasına baktı. İki taraf da evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak dava açtı. Ancak tanık ifadelerinin bazıları, boşanmanın gerekçesi olan temelinden sarsılma durumunu doğrulamaya uygun değildi ve bazıları açıklanmayan sebeplerden bahsediyordu. Dolayısıyla mahkeme her iki tarafın da davasını reddetmeliydi. Ancak mahkeme, yetersiz gerekçeyle boşanmaya karar verdi. Ayrıca mahkeme, davacı-davalı kadının ekonomik ve sosyal durumu gözetilerek tedbir nafakası verilmesi gerektiği halde, böyle bir karar vermedi. Davalı-davacı kocanın itirazları da incelendi ve davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığı için tamamen haklı bulundu. Sonuç olarak, mahkeme kararı davacı-davalı kadın lehine bozuldu ve davalı-davacı koca lehine tamamen onaylandı. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 164, 166/1-2, 169, 185/2-3, 186/1-3, 215, 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267.
2. Hukuk Dairesi 2011/1633 E. , 2011/22880 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Menemen Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :21.09.2010 NUMARASI :Esas no:2009/684 Karar no:2010/588
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Eylemli olarak ayrı yaşama tek başına boşanma nedeni değildir. Terk (TMK. md. 164) hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Tarafların her ikisinin davası da Türk Medeni kanununun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalıdır. Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla her iki tarafın davasının da reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi doğru değilse de; taraflarca boşanma hükmü temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış, yanlışlık eleştirilmekle yetinilmiştir. 2-Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b)Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re"sen) almak zorundadır (TMK.md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Davalı-davacı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ; a)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b) Davacı-davalı kadın dava tarihinden itibaren aylık 250.00 TL. nafaka bağlanması şeklinde nafaka talebinde bulunmuştur. Bu nafakanın Türk Medeni Kanununun 169. madde kapsamında tedbir nafakası olduğunun kabulü gerekir. Davacı- davalı kadının açıkça yoksulluk nafakası talebi olmadığı gibi tedbir nafakasının boşanmadan sonra da devam etmesi yolunda bir beyanı da bulunmamaktadır. Yoksulluk nafakası re"sen hükmedilebilecek nafakalardan değildir. Açıklanan nedenlerle, talep olmadığı halde davacı-davalı kadın lehine yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple davacı - davalı kadın yararına, yukarıda 3/b. bendinde gösterilen sebeple davalı-davacı koca yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 2/a ve 3/a bentlerinde açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.12.2011 (Salı.)